Doktorlarımız Tükenirse, Hepimiz Kaybederiz

 

Bir doktora 40 hasta…

Beş dakikada muayene, on saniyede teşhis…Sabahın ilk ışıklarından gece yarısına kadar süren mesailer… Yoruluyorlar, tükeniyorlar ama yine de mücadele ediyorlar. Çünkü onlar, insan hayatı için savaşan kahramanlar.

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Ama sadece bir kutlama günü değil, bir teşekkür ve farkındalık günü. Hastanelerde, polikliniklerde, acil servislerde sağlık için savaş veren doktorlarımızın, hemşirelerimizin, sağlık çalışanlarımızın fedakârlığını gerçekten anlayabiliyor muyuz? Onların her gün yaşadığı koşuşturmacanın, sorumluluğun ve stresin farkında mıyız? Her birimiz sağlık sorunlarımız için kapılarını çaldığımızda bir çözüm, bir umut bekliyoruz. Peki, o umudu verenlerin de insan olduğunu unutuyor muyuz? Onların da nefes almaya, dinlenmeye, insanca çalışmaya hakları var. Ama ne yazık ki günümüzde sağlık sisteminin yükü en çok onların omuzlarında. Daha fazla hastaya yetişebilmek için hızla muayene etmek zorundalar, bazen nefes almaya bile vakit bulamıyorlar.

Ve en acısı…

Tüm bu zorlukların üstüne bir de şiddetle karşılaşıyorlar. Sağlıkta şiddet, asla kabul edemeyeceğimiz bir durum. Bir insan, kendisine şifa vermeye çalışan doktora nasıl el kaldırabilir? Bu, nasıl normalleşebilir? Doktorlarımız ölmesin! Ölmesin ki yaşayalım… Yaşatalım ki yaşatsınlar, şifa dağıtsınlar.

Bu düzen sürdürülebilir mi? Bir doktorun hastasına gerçekten vakit ayırması, onun derdini dinleyerek en doğru teşhisi koyması hepimizin yararına değil mi? Ama biz doktorlarımızı, hemşirelerimizi, sağlık çalışanlarımızı kaybedersek, en büyük kaybeden yine biz oluruz.

Bugün, sağlık çalışanlarının günü. Onları hatırlamak, değerlerini bilmek, sadece alkışlamak değil, hak ettikleri koşulları talep etmek de bizim görevimiz.

Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun! Yalnız değilsiniz!


Yazarın Diğer Yazıları