ÂRİF OL, ZARİF KAL

 

 

KONTV'de yayınlanan Neler Oluyor? programımda bu hafta konuğum Elif Yüceer'di. Kendimizi tanımanın dört yolunu konuştuğumuz tatlı ve içten sohbetimizde güldük, coştuk, duygulandık. İnsan olmayı, kusurlarımızı ve zaaflarımızı konuştuk. Hırslarımızı, kibirimizi ve bazen neler kazanmak uğruna neler yapabileceğimizi sorguladık.

 

Hepimiz faniyiz, ama çoğu zaman hiç ölmeyecek gibi davranıyoruz. Oysa ki dünya üç günlük. Babaannemin söylediği bir cümle, kulaklarımda hep yankılanır: "İnsan serdiği mindere oturur." Bu sözün hem dünya hem ahiret için söylenmiş olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Dünyada nasıl davranırsanız, yaşlandığınızda insanlar size öyle davranır. Kime ne verirseniz, bir gün onu alırsınız. İyilikse iyilik bulursunuz, kötülükse kötülük. Çünkü dünyada neyle meşgulseniz, ahirette de onunla karşılaşacaksınız. Bu yüzden her şey gelip geçerken, bizi bağlayan makamlar, mevkiler, şöhretler aslında insanın kendi cehennemi olabilir. Arif olmak ve zarif kalmak işte tam da bu yüzden önemli. İnsanın önce kendini tanıması, kendini bilmesi gerekiyor. Yunus Emre'nin dediği gibi: "Kendini bilen Rabbini bilir."

 

Karşımızdakine baktığımız kadarız aslında. Alim olmak kolay; mesele, Ârif olmakta. Çünkü alim işini, arif kendini bilir. Ve unutmayın: "Baktığınız biziz, ama gördüğünüz sizsiniz." Dua edelim ki Allah bizleri kendini bilenlerden, ariflerden eylesin. Hayatınız boyunca zarafetle yürüyün ve hiçbir zaman kendinizi bilmekten geri durmayın. Çünkü arif olan zarif kalır.


Yazarın Diğer Yazıları