AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Türkiye'yi dünyanın birinci süper gücü de yapsan,
Kişi başına düşen geliri en üst seviyeye de çıkarsan,
Herkesin altına birer otomobil de versen,
Herkese birer ev de versen,
Her bölgeden fışkıran petroller de bulsan,
Dışarıdan hiçbir şey ithal etmesen,
İhracatta asırlık rekorlar kırsan,
Enflasyon denilen illet sıfırın altına da düşse...
Kendilerinden olmadığın sürece seni sevmeyecekler.
Dünyanın en büyük asma köprüsü yapılıyor, buldukları kılıfa çocuklar güler.
Hizmet bu ya hizmet!
Millete hizmet... Geleceğe yatırım. Gelecek nesillere kolaylık tüm bu yapılanlar...
Hafıza yok, beyin yok, vizyon yok, ufuk yok.
Ezberledikleri birkaç laf kalabalığıyla beyinleri sulandırmaya çalışıyorlar.
Başarıyorlar da bazen.
Ama ne kadar başarılı olabilirler ki?
Hizmete karşı çıkan, yapılan her iyi işe kılıf bulan, hiçbir iş yapmayıp ayak oyunlarıyla, algılarla kendilerini satmaya çalışanlara kim ne kadar prim verir ki, ya da nereye kadar verir?
Milletimizi saf yerine koymaya utanmıyorlar, pişkin pişkin her konuda ahkam kesiyor, üstenci tavırlarla galip gelmeye çalışıyorlar.
Ama milletin de bir sabrı var.
Bu millet, hizmete değer verir, değer vermeyeni, gözünün içine baka baka yalan söyleyeni affetmez.
Gün gelir öyle bir tokat vurur ki, yer yerinden oynar.
Zeytinlikleri talan edip villa yaparlar, öte yandan zeytinsever olurlar,
Kanser oldu diye ağaçları keserler, kendilerini çevreci diye yutturmaya çalışırlar.
Heykel dışında hiçbir icraatlarını gören olmamıştır ama İHA'ya, SİHA'ya laf söylerler.
Dış politika adına ciddi hiçbir fikirleri yok, savaşan taraflar arasında taraf olmamızı isterler.
İçleri de boş, işleri de boş, beyinleri de boş.
Herkesi kendileri gibi, kendi kitleleri gibi zannettileri için de sürekli yalanla dolanla siyaset yapıyorlar.
1915 Çanakkale köprüsüne uzaktan bakıp da "Helâl olsun" diyecek olan yığınlarca muhalif var ama onlar da demeye korkuyor.
Niye? Linç ediyorlar ya! İyiye alkış tutanı linç ediyorlar.
Dünyanın hiçbir yerinde yok bunlar gibisi.
Sanatçılar çıkıp açıklama yapıyorlar, "Devletin yaptığı iyi şeylerin yanında duramıyoruz muhalif kesimi üstümüze salarlar diye korkuyoruz." diyorlar.
Normalde iktidar suçlanır baskı yapıyor diye, ülkemizde muhaliflerin baskısı ayyuka çıkıyor.
Belediyelerin kasasındaki tüm paraları çuvala doldurup yurt dışına götürseler gıkını çıkarmayacak bir kitleye sahipler.
Böyle bir kitleye sahip olan çalışır mı?
İyiye iyi der mi?
Kandan beslenen vampir gibi, bunlar da yalandan besleniyor...
Ama yalan yalan da nereye kadar?
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler