Konforlu iş belediye başkanlığı
ÂRİF OL, ZARİF KAL
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
İyi Oyunların Galibiyete İhtiyacı Var
ÇORBA
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
AHLAKI DİNDEN AYRI DÜŞÜNEBİLİR MİYİZ?
“Üzümün Sapı, Armudun Çöpü, Muzun Kabuğu” Yenir mi?
Bir imtihandı Gazze ama kimse geçemedi
AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA
TFF, MHK, Müsabaka Hakemleri ve Bir Miktar Fenerbahçe…
OSMANLI’DA ADALET VE BİZANS PAPAZLARININ MÜSLÜMAN OLUŞLARI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Belediyelerde işler öyle çığırından çıktı ki...
Önceden seçimlerde iyi iş yapana, çalışana, proje geliştirene, halkın dilinden anlayana ve insana direkt dokunana oy verilirdi.
Seçim afişlerinde genelde garibanlarla ilgilenen adayların resimleri olurdu.
Her ne kadar ikinci seçimde "sana oy veren ellerimiz kırılsın” bedduası alsalar da adaylar bu tür afişlerle yeniden gündeme gelirlerdi.
Hizmet etmeyen oy alamazdı.
Hizmet etmediği halde ülkeyi perişan edenler olmadı mı? Elbette oldu.
Onlar alternatif olarak çıktılar karşımıza. Dayatıldılar yani.
Ehven-i şer kabul edildi.
O devir bitti.
Yaklaşık yirmi yıldır belediyeler insanımıza güzel hizmetler yaptı.
Şehirlerin alt yapı sorunlarına çözüm buldular.
Her ne kadar şehri imar ederken, ihya etmeyi beceremeseler de şehirleri beton yığını haline getirseler de şehirlerin kültürel yapısına katkıda bulunamasalar da yine de manen gelecek kaygısı olmayan insanlara kısmen de olsa konforlu bir hayat sundular, diyebiliriz.
Son zamanlarda milletimiz, resmen hizmete doymuş görüntüsü vermeye başladı.
Eskiden belediyelerde olan biteni millet bilmezdi.
Şimdilerde her kesimden insan var belediyelerde çalışan, sosyal medya da var.
İllâ köşe yazarlarının diline düşmeye gerek yok.
Kilit noktalarda çalışan birkaç insan belediyelerin tüm foyalarını ortaya dökebiliyor.
Hiçbir şeyin gizli kalamayacağını fark edemeyen başkanlar "nasılsa hizmet ediyoruz” diyerek kendi insanlarını da zengin etme derdine düştüler.
Ukalalık, kibir, burnundan kıl aldırmama gibi davranışlar da sergilenince milletimiz resmen "dur” dedi "çalışkan” belediyelere.
Dur dedi ama…
Attan inip eşeğe bindiğini de bilemedi.
Bunu daha önce de kaleme almıştım, tekrar edeyim...
Sanırım bundan sonraki seçimlerde başkan adayları kendilerini tanıtırken şu ifadelere yer verecekler…
"En iyi yalanı ben söylerim.
Yolsuzluk, hırsızlık bizim şiarımızdır.
Otobüslerin yandığına bakma; halk lokantalarında çorbadan ağzın yanmasın yeter.
Her türlü melaneti yaparım ama yargı bana dokunamaz, dokunursa mağdur olurum halk beni daha yukarı taşır.
Deniz benim değil mi kirletirim; su benim değil mi fahiş fiyata satarım.
Doğalgaz faturası dediğin nedir ki, sen hiç su faturası ödedin mi?
Kendi şehrime faydam olmadı bari başka şehirleri de karıştırayım.”
Bu ve buna benzer eşsiz söylemler belediye başkanlarının önünü açar.
Önceki seçimde açmıştı, gördünüz.
Otopark ücretlerine, su faturalarına isyan eden var mı? Herkes halinden memnun.
Yan gelip yatarak, yakınlarını zengin etmek isteyen varsa malum partiden siyasete girsin.
Öyle zırhları var ki…
Beri taraf mağdur ettiniz” diye destek veriyor, kendileri de "mağdur oldu” diye destek veriyor. Düşünsene devlete borcunu ödemiyor yine mağdur oluyorsun.
Çık işin içinden çıkabilirsen…
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması