ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Çok gezen de bilir, çok okuyan da bilir. İkisini birbirinden ayırt etmek doğru olmaz.
Okumanın da gezmenin de insana öğrettiği çok şey vardır.
Arasında illâ ki farklar olacaktır.
Armudun kendine has faydaları olduğu gibi insan vücuduna, elmanın da kendine has faydaları vardır.
Biri birinden daha iyi veya daha kötü diyemeyiz.
Bir de önemli olan şu;
Okuma fiilini öğrenmek için yapıyor olabiliriz de, gezmek öyle değildir.
Gezmek daha çok seyahat amaçlıdır.
Ben bir şeyler öğrenip geleyim diyerek yolculuğa çıkılmaz.
Eğitim gezileri hariç.
Buna mukabil gezmek, öğrenmenin en önemli dinamiklerinden biridir.
Hangi amaçla yola çıkarsan çık, evden çıktığında düğmeye basılmış gibi öğrenmeye başlarsın.
Hem de kalıcı bir öğrenme olur bu.
Gözlerinle görür, kulaklarınla duyar ruhunla hissedersin her şeyi.
Yeni yerler görmek zaten merak konusudur. Merak etmeden öğrenmek de zordur haliyle.
İlk merakla başlar zaten öğrenme.
Romanya'ya gelmeden önce Çavuşesku'nun diktatör olduğunu, komünizm ile Romanya'yı yönettiğini biliyordum...
Yaptırdığı parlamento binasının da devasa olduğunu biliyordum ama görmemiştim.
O binanın altındaki başka şehirlere açılan gizli tünelleri Romanya'ya gelince öğrendim meselâ...
Sır dolu binanın yapımında emeği geçen kim varsa hepsinin inşaat bitimi öldürüldüğünü de buraya gelince öğrendim. Binanın sırları ifşa olmasın diye...
1964 ile 1989 arası 25 yıl boyunca Romanya'yı inşa ettiğini, inşa ettiği binaların yüzünün buz gibi olduğunu gezerek öğreniyor insan...
Çavuşesku'nun Avrupa ile değil de daha çok Türkiye ile projeler yapmaya meyilli olduğunu ama eşinin baskın karakteri yüzünden bazı projelerin akim kaldığını burada duyuyorsunuz.
Araplarla daha fazla ticaret ve iş yapmaya çalıştığını ama buna ömrünün yetmediğini öğreniyorsunuz.
Çavuşesku'ya idam kararı verenlerin, eşine idam kararı vermemeleri üzerine, eşinin Çavuşesku olmadan ben bu dünyayı neyleyeyim, dediğini öğreniyorsunuz.
Sokakta karşılaştığınız insanların yüzünün hiç gülmediğini Bükreş sokaklarında gezmeden bilemiyorsunuz.
Komşusu olan Ukrayna'daki savaşa karşı tavır sergilediklerini duyuyorsunuz ama savaş karşıtı ciddi bir eylemlerini göremiyorsunuz.
Romanya halkının Türkiye'yi ve Türkleri sevdiğini, bizim hakkımızda olumsuz fikirlerinin olmadığını buraya gelince görüyorsunuz.
Devlet olarak da Türkiye ile iyi ilişkilerin olduğunu anlıyorsunuz.
Şuan Romanya ticaretinin yüzde 40'ı Türkler'in elinde imiş.
Bunları okuyarak da öğrenebilirsiniz ama kuru bir bilgi olarak girer beyninize ve bir zaman sonra unutursunuz.
Gezmenin öğrenmeye katkısı asla yadsınamaz.
Seyahat; eğitim, öğrenme ve eğlencedir aynı zamanda.
Bedeni yorar fakat ruhu diri tutar seyahat...
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor