AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Çok gezen de bilir, çok okuyan da bilir. İkisini birbirinden ayırt etmek doğru olmaz.
Okumanın da gezmenin de insana öğrettiği çok şey vardır.
Arasında illâ ki farklar olacaktır.
Armudun kendine has faydaları olduğu gibi insan vücuduna, elmanın da kendine has faydaları vardır.
Biri birinden daha iyi veya daha kötü diyemeyiz.
Bir de önemli olan şu;
Okuma fiilini öğrenmek için yapıyor olabiliriz de, gezmek öyle değildir.
Gezmek daha çok seyahat amaçlıdır.
Ben bir şeyler öğrenip geleyim diyerek yolculuğa çıkılmaz.
Eğitim gezileri hariç.
Buna mukabil gezmek, öğrenmenin en önemli dinamiklerinden biridir.
Hangi amaçla yola çıkarsan çık, evden çıktığında düğmeye basılmış gibi öğrenmeye başlarsın.
Hem de kalıcı bir öğrenme olur bu.
Gözlerinle görür, kulaklarınla duyar ruhunla hissedersin her şeyi.
Yeni yerler görmek zaten merak konusudur. Merak etmeden öğrenmek de zordur haliyle.
İlk merakla başlar zaten öğrenme.
Romanya'ya gelmeden önce Çavuşesku'nun diktatör olduğunu, komünizm ile Romanya'yı yönettiğini biliyordum...
Yaptırdığı parlamento binasının da devasa olduğunu biliyordum ama görmemiştim.
O binanın altındaki başka şehirlere açılan gizli tünelleri Romanya'ya gelince öğrendim meselâ...
Sır dolu binanın yapımında emeği geçen kim varsa hepsinin inşaat bitimi öldürüldüğünü de buraya gelince öğrendim. Binanın sırları ifşa olmasın diye...
1964 ile 1989 arası 25 yıl boyunca Romanya'yı inşa ettiğini, inşa ettiği binaların yüzünün buz gibi olduğunu gezerek öğreniyor insan...
Çavuşesku'nun Avrupa ile değil de daha çok Türkiye ile projeler yapmaya meyilli olduğunu ama eşinin baskın karakteri yüzünden bazı projelerin akim kaldığını burada duyuyorsunuz.
Araplarla daha fazla ticaret ve iş yapmaya çalıştığını ama buna ömrünün yetmediğini öğreniyorsunuz.
Çavuşesku'ya idam kararı verenlerin, eşine idam kararı vermemeleri üzerine, eşinin Çavuşesku olmadan ben bu dünyayı neyleyeyim, dediğini öğreniyorsunuz.
Sokakta karşılaştığınız insanların yüzünün hiç gülmediğini Bükreş sokaklarında gezmeden bilemiyorsunuz.
Komşusu olan Ukrayna'daki savaşa karşı tavır sergilediklerini duyuyorsunuz ama savaş karşıtı ciddi bir eylemlerini göremiyorsunuz.
Romanya halkının Türkiye'yi ve Türkleri sevdiğini, bizim hakkımızda olumsuz fikirlerinin olmadığını buraya gelince görüyorsunuz.
Devlet olarak da Türkiye ile iyi ilişkilerin olduğunu anlıyorsunuz.
Şuan Romanya ticaretinin yüzde 40'ı Türkler'in elinde imiş.
Bunları okuyarak da öğrenebilirsiniz ama kuru bir bilgi olarak girer beyninize ve bir zaman sonra unutursunuz.
Gezmenin öğrenmeye katkısı asla yadsınamaz.
Seyahat; eğitim, öğrenme ve eğlencedir aynı zamanda.
Bedeni yorar fakat ruhu diri tutar seyahat...
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler