Şehit Verelim Ama Masaya Oturmayalım

Biz dünyanın en güçlü devleti olarak, anlı şanlı geçmişe sahip bir millet olarak, düşmana hiçbir zaman boyun eğmemiş, onunla hiçbir konuyu müzakere etmemiş, bilek gücüyle hepsini yerle bir etmişizdir.
Öyle ki, aleyhimize olan hiçbir anlaşmaya imza atmamış, hiç toprak kaybetmemiş, katıldığımız tüm savaşlarda galip gelmiş, herkesi önümüzde diz çöktürmüşüzdür.


Üç kıtaya yayılmış ve Anadolu'ya hapsolmuşsak da bu bahsettiğim gerçeklerle çelişmez!
Bir avuç çapulcuyla, hiç yapmadığımız yanlışlardan ötürü, tükürsek tükürüğümüzle boğacağımız-boğamadığımız- çapulcu takımı ile masaya oturmak mı? Haşa!
Daha çok kanın akması, daha çok şehit verilmesi, anaların daha fazla ağlaması bizi zerre kadar ilgilendirmiyor!
Varsa yoksa çapulcularla masaya oturulmaz. Millet olmanın, Türk olmanın gereğidir bu.


Açılım yaparsın, haklarını-bir lütufmuş gibi- iade edersin, ayaklarına savcı gönderirsin ama bunlar akıllanmaz, bize boyun eğmez, biz ki dünyayı dize getirmişiz, yapılır mı bu bize?
Sürekli alkol alıp, sigara içip, vücudumuza giren virüsün yok edilmesi için biz hastaneye bile gitmeyiz. Küçücük virüsü alt edemeyen bir beden ne işe yarar zaten?


Hangi cerrahın bıçağının altına yatıp da o virüsü yok edeceğiz? Yakışmaz bize.
Alkol aldıysak, sigara içtiysek ne olmuş?
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda dolaşıyorken kimseye boyun eğmeyiz biz!
Kalkın o masadan ey vatan hainleri, şehit vermeye hazırız-kendi çocuğumuz olmadığı sürece-kanın akıtılmasına, tüm vicdanların sızlamasına rağmen kalkın masadan.


Bu vatanın evlatları zaten ne zaman huzura kavuştu ki? Silahlar susmasın, dağlar bombalansın, devlet demir yumruğunu indirsin, geçit vermesin çapulculara.
Öldürmek bir devletin en asli görevlerinden biridir.
Başkaldıranı, arıza çıkaranı, hak isteyeni, herkesi öldürelim.


Huzur da neymiş, birlik içinde yaşamak da neymiş, nasılsa her şehit cenazesinde küfür edecek birilerini buluyoruz ve oylarımız da ona paralel artıyor.
Terörle masaya oturulmaz, dağlarda savaş edilir, ana kuzuları kar, kış, kıyamet demeden sırtlarında çanta, ellerinde silah eşkıya avlarken avlanır ama terörle müzakere edilmez.
Gerçek milliyetçilik budur! Huzur da neymiş, birlik ve beraberlik de neymiş, Kürt-Türk kardeşliği de neymiş, hainlerden kardeş mi olurmuş?
Kanlı el sıkılır mıymış?


Devletin eli öyle temiz, öyle masum, öyle kansız ki, devletimiz, milletimiz hiçbir zaman hiç kimseye kötülük etmemiş, sadece bize kötülük edilmiştir.
Bir damla kanın akmaması için terörle müzakere eden mi vatansever, yoksa ne olacaksa olsun ama terörle müzakere edilmesin diyen mi vatansever?
Kimse terörle müzakere değil, mücadele edilmelidir, gibi klişelerle günü geçiştirmesin.
Terör 40 bin can almış ve bu son on yılda olmuş bir olay değil.
Kimse bu mücadelede kanın durmasını savaşarak kazanamamış.
Neyin edebiyatını yapıyorsunuz?


Yazarın Diğer Yazıları