AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Eskiden gündemi gazeteler ve haber bültenlerinden takip ederdi insanlar. Sonra internet girdi hayatımıza ve haber sitelerinden takip etmeye başladık gündemi.
Gazeteler ve televizyonlar da kendi haber sitelerini kurdular.
İnternet artık herkesin evine ve cebine girdi. Telefonlar kimsenin elinden düşmüyor. Her şeyden anında haberdar olabiliyoruz.
Daha düne kadar, haber sitelerindeki haberleri okur ve hemen yorum yazardık lehte veya aleyhte. Köşe yazarlarını okur yorum yazardık. Yorum yazma olayı da eskilerde kaldı gibi.
Şimdi sosyal medya var.
İnterneti kullanmasını bilen herkes sosyal medyada birer fenomen olma yolunda ilerliyor.
En çok da hükümete muhalif kesim bu işi hakkıyla yapıyor.
Hükümet yanlış bir icraat mı yaptı, hemen anında muhalif kesim müdahale ediyor ve hükümet yaptığı yanlıştan dönüyor.
Belediyeler yanlış yaparsa durum gene aynı.
Bu muhalif kesim bu işi öyle çok sevdi ki. Hükümet bocalama dönemine girdi. Tüm bakanlar, belediye başkanları, milletvekilleri hemen herkes yanlıştan dönme sırasına girdiler.
Adamlar “Cumhuriyet Mitingleri” düzenlediler. Görsel, basılı ve internet medyası ile ülkeyi ve halkı şaha kaldırdılar. Hükümet haddini bildi ve Cumhuriyet ilelebet payidar kaldı.
Ülkede İmam Hatip Okulları, Kur'an Kursları açılıyor diye feryat ettiler, tüm İmam Hatip Okulları ve Kur'an Kursları kapatıldı.
Çocukları doğmadan katletmeyin diyen hükümete, benim bedenim benim kararım, kimse karışamaz dediler, hükümet 'katledin pardon yanlış yaptık' dedi.
Çocukları doğmadan katledelim ama Gezi Parkındaki ağaçları katletmeyin, dediler, hemen hükümet yetkilileri ağaçları korumaya aldı.
Polis orantısız güç uyguluyor, oysa biz Gezi olaylarında çok da masum isteklerimiz vardı, polislerin ellerinden tüm imkanlar alınsın, dediler. Hükümet polislere sokağa çıkma yasağı uyguladı.
ODTÜ'lü, kafalarından zeka fışkıran öğrenciler, mezuniyet törenlerinde hükümete orantısız zeka uyguladılar, hiç kimsenin aklına bile gelmeyecek pankartlarla resmi zeka geçidi yapınca, hükümet neye uğradığını şaşırdı.
Türk baharı başladı artık bunun geri dönüşü yok, bizim çocuklar hükümete hiç unutamayacağı ders verdi, diyen yeminli, yemlenen köşe yazarlarına verecek cevap bulamadılar hükümet sözcüleri.
Demokrasi demek sandık demek değil, halkın özgürlük alanına müdahale oluyor, taleplerimizde haklıyız dediler. Hükümet hemen eline kalemi alıp yazdı talepleri ve hemen herkese özgürlük diye bir gündem oluşturup kriz masaları kurdu.
Gerçekten bu muhalif kesim bu işi iyi götürdü. Tanklar sokağa çıkmadı, aklı başında kimse darbe istemedi, hiçbir dedikleri hayata geçmedi ama Kanalistanbul projesi, Havalimanı projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü projesi devrede.
Ama olsun. Direnişçiler tüm istediklerini elde ettiler. Haklıydılar. Geniş bir halk kitlesi de arkalarından yürüyordu. Dibi delik tencereleri, fikri delik Twit'leri, durunca bir şey olacak zannettikleri ilerleyemeyen adam salvoları ile ülkeyi ayağa kaldırdılar.
O kadar örgütlü ve o kadar bilinçliydiler ki, keşke sokağa çıkmadan önce:
Şaha kalkan at, kıçı üstü yere düşer, atasözünü de okuyarak bilinçlenselerdi.
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler