Hani siyasete girenlere, girmek isteyenlere karşı olumsuz dudak büken bir tavrımız vardır ya?
Meclise kapağı atacak, ömür boyu devlete sırtını dayayacak falan deriz…
Bazıları için öyle düşünülebilir tabii ki…
Meclise gidip de parmak kaldırmaktan başka işe yaramayan, kürsüye yemin etme dışında çıkmayan, diyecek herhangi bir “sözü” olmayan tipler için geçerlidir bu nitelemeler…
Lakin günümüz Türkiye’sinde siyasetçilerin işi kadar zor bir iş ben bilmiyorum.
Siz gecenizi gündüzünüze katıp, evlatlarınızdan, eşinizden ayrı kalıp, onları ihmal edip, başınızı kaşıyacak vakit bulamıyorsunuz ülkeyi düze çıkarmak için…
Ekonomi güçlensin, milletimiz aç kalmasın açıkta kalmasın diye didiniyorsunuz.
Uyguladığınız yanlış politikaları beğenmeyip daha iyisini, daha doğrusunu uygulamak için kafa yoruyorsunuz…
Her seçim öncesi adeta yalvarıyorsunuz halka, gene beni seçin diye…
Ne yaparsanız yapın bazı kimselere asla yaranma lüksünüz olmuyor. Hatta yerden yere vuruluyorsunuz, eleştirilerle, küfürlerle, hakaretlerle, şantajlarla uykularınız kaçıyor…
Gelin görün ki;
Sizin derleyip toparladığınız hazineden karnını doyuranlar sizi alaşağı etmek için olmadık dümen çeviriyor…
Askerler, polisler şehit oluyor suçlu siz oluyorsunuz!
Askeri, polisi ve vatanı korumak için, şehit edenlerle mücadele ediyorsunuz, suçlusunuz!
Kimse ölmesin, analar ağlamasın, diyerek silahları susturmak için bin takla atıyorsunuz, suçlusunuz!
Okumuş, eğitimli hatta çoğu profesör olan bin küsur lavuk çıkıyor, benim vergimle karnını doyuran çakal…
Devlet teröristi öldürmesin! Diyor.
Hem de bunu gözümüzün içine baka baka diyor.
Çocukları PKK öldürüyor, katili devlet, diyor!
İçlerinden bir tanesi de şunu demiyor:
Arkadaşlar tamam hükümete muhalefet edelim de, hendek kazılmayan yerde ölen var mı? Devlete başkaldırı olmayan yerlerde sokağa çıkma yasağı var mı? Yapmayın, etmeyin!
Devlet elini tetikten çeksin…
Tamam çeksin… Çekmişti de bir ara… Hiç olmadığı kadar destek vermiştik, gene veririz! Bölücü dedikleri halde vermiştik o desteği. O zamanlar da çakallık ediyordunuz da neyse…
Devlet elini tetikten çekince ne olacak biliyor musunuz?
Güneydoğu Büyük İsrail’e peşkeş çekilecek.
Bu akademisyenler bunu bilmiyorlar mı?
Bal gibi de biliyorlar…
Çünkü onları İsrail besliyor! O yüzden bu kadar gözü kara ve cesaret yüklüler!
Başlarına bir şey geleceğini fark ederlerse diğer şakirtler gibi, Pensilvanya ininde ayıları bekliyor onları da!
Bizim muhafazakar akademisyenler de koltuk avcılığında… Yazıklar olsun!