ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
ŞİİR MEKTEBİ
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ
Kutup Yıldızı
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
Kimsenin kimseye muhtaç olmadan yaşaması neredeyse imkansız, herkes birbirine bağ(ım)lı halde yaşamak zorunda kalıyor.
Akrabalık, dostluk, arkadaşlık, iş arkadaşlığı bağlarından söz etmiyorum o bahs-i diğer…
Kendine, yapıp ettiklerine, ufkuna, birikimine güvenmeyen insanlar da, kendine güvenenler de birilerine bağımlı halde yaşıyor.
"Sen altın gibi ol da, çamura düşsen de seni alıp değerlendiren olur” özdeyişi günümüzde geçerliliğini çok da korumuyor.
Etrafta görüyor veya duyuyoruz.
Çok iyi işler başaran, dik duruşlu, tabiri caizse omurgalı diye nitelendirdiğimiz insanlar birden görevinden alınıveriyor.
Ya yerine karar sahiplerinden birinin yakını atanıyor ya da;
"Aman bu pek fazla parlamasın, bunun parlaklığı bizi gölgede bırakır!” denilerek görevden el çektiriliyor.
Nitelik sahibi olmanın, yakın veya uzak çevrende sevilir, saygı duyulur bir kişi olmanın, liyakat sahibi olmanın falan önemi kalmıyor.
Hal böyle olunca da, iyi iş yapmadan görevinin başında uzun süre kalabilenler, nasıl uzun süre görev başında kalınacağının ipuçlarını veriyor bizlere:
"Karar verici kişilere yakın durmak!”
Şunu demek istemiyorum:
Herhangi bir görev beklentisi içinde olanların kendisinden başkasına görev verilince o görev verilen kişileri amiyane tabirle yalakalıkla suçlaması bana hiç inandırıcı gelmez, o yüzden yalakalık yaparak görev alanlar değil benim demek istediğim.
Hiç iş yapmayan, sıradan insanlar karar vericilerle yakın temas kurunca görevden alınmıyor da, nitelikli dediğimiz kimseler görevden alınıyorsa burada durup düşünmek gerekir.
Ben yaptım oldu! Demek kolay lakin bu millete hizmet etmek isteyenlerin hevesini kırmak 80 milyon vatan evladının hakkına girmek demek değil midir?
Demez mi insanlar?
"İyi iş yapanların iş garantisi yok, biz birilerine yakın duralım nasılsa iş yapmamıza da gerek yokmuş!”
İnsanları özgür bırakın beyler, özgün olmalarını, iyi işler yapabilmelerini istiyorsanız kimseyi size veya bir başkasına bağımlı hale getirmeyin!
Kötü iş yapan ya da yan gelip yatan varsa da vurun kıçına tekmeyi, babanızın oğlu olsa bile!
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı