Kan Bağışı mı? Hacamat mı?
Paramızı Vermezseniz Kamçısı
KAPI KAPI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İnsanları başıboş ve kendi haline bırakırsanız, ya anarşist olurlar ya devlete başkaldırıp isyancı olurlar. Ya da rahatlığa alışır her şeyi boş verebilirler.
Baskı altındayken insanlar daha çok iş yaparlar, ülkenin refah düzeyini daha yükseğe taşırlar.
Muasır medeniyetler seviyesine çıkan ülkelere bakın -şapkanız düşmeyecekse bakarken- hepsinde devlet halkının efendisidir.
O devletler halkının neyi nasıl giyeceğine karışır, nasıl yaşayacağına karışır, neye inanıp neye inanmayacağına karışır.
Yoksa o devletlerin hiç birisi o medeniyetin dibine girerlerdi.
Bizim ülkemize bakın.
Devlet, millete hizmet etmek için değil, milletin kendisine hizmet etmesi için var.
Devleti yaşat ki, halk yaşasın sloganı ile çıkılmış yola onlarca yıl evvel.
Bu mantık hala tam olarak aşılabilmiş değil.
İş başına gelen hükümetler, kendilerine şartsız itaat eden bir halk istediklerinden, halkı sürekli zapt-ı rapt altında tutmak istediklerinden ve asıl amaçları muasır medeniyetin üstüne çıkmak olduğundan, halkına asla güvenmez.
Bu güvensizliğin altı da boş değil hani.
“Ya davulcu, ya zurnacı” atasözü bizim sadece ailelerimizde kızlarımız için söylenen bir söz değil.
Halkı da sürekli döveceksin, sıkıntıdan kurtarmayacaksın, azapta tutacaksın.
Kimisi gelecek iktidara memurunu fişleyecek, başını kapatıyor, namaz kılıyor, dini sohbetlere katılıyor, içki içmiyor, dans etmiyor falan diyecek.
Kimisi gelecek iktidara, o kadar özgürlük yanlısı olduğu halde, tepkilerden mi korkar, ya da şartlar mı henüz olgunlaşmadı bilinmez, öğrencileri önlük gibi, forma gibi çağdışı rezillikten kurtarır ama kendi maaş verdiği memuruna o serbestliği tanımaz.
Hani olur ya, daha fazlasını falan ister memur.
Ne ister mesela en fazla?
Serbest kıyafetten daha fazla ne isterse istesin, kimseye zarar vermeden istediği her şeyi yapmalı insan, derler özgürlük tanımı yapılırken.
Ama olmaz, n’olur n’olmaz. Halk serbestliğe daha henüz alışık değil. Özgürlük bize birkaç beden fazla gelir.
Bakın gelişmiş ülkelere, özgürlük o kadar geniş ama adamlar dünyanın en berbat ekonomisi ile yönetiliyor, yalan mı?!
İşin bir de başka bir tarafı var.
O kadar farklı bir ülkedeyiz ki, birileri gelip bizim ülkemizi incelese, ağzı bir karış açık kalır.
Devlet memurları arasında eşitsizlik var mesela.
Kadınlar her türlü kıyafeti (başörtüsü hariç) giymekte serbest. Daha bugüne kadar, mini etek, kot pantolon, oje, dar kıyafetler vs. yüzünden hiçbir devlet memuruna soruşturma açılmamışken- ki biz açılmasını da istemiyoruz- işine kot pantolon giyerek giden bir erkek memurun halini düşünmek bile istemiyorum.
Özgürlük bizi aşar, biz dünyada en yasakçı ve en zengin ülkeyiz. Özgürlüğü geniş olan ülkeler düşünsün!
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli