ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Ülkemizde yaşanan her türlü olumsuzluğun faturasının hükümete çıkartılmasının gerçek sebebinin hükümeti eleştirmek olmadığını bilmeyen kalmadı. Hem dünyada hem Türkiye’de.
Artık öyle bir hal aldı ki bu eleştiriler, oturup masa başında çayını höpürdeterek;
Çıkın, çıkın sokağa çıkın! Diyenler bile, kendi kendilerini sorgulamaya başladılar.
Herkes de biliyor ki, hak aramanın birçok yolu var. Yakıp yıkmanın hak aramaktan öte, bir siyasi mühendislik projesi olduğunu neredeyse anlamayan kalmadı ama hala bazı beyinsizler, kendileri de bildiği halde, gözümüze sokarcasına, biz hak arıyoruz diyorlar.
“Eleştirmek insanların en doğal hakkıdır” cümlesi, içi boşaltılmış bir cümledir artık. Gerçek anlamda eleştiri yapacak olanlara bile, son yaşananlardan sonra farklı gözle bakılmaya başlandı.
Milleti o hale getirdiler ki, eleştiri yapan her kim olursa olsun, hangi cenahtan olursa olsun kimse kulak vermiyor.
Bu da, hükümete muhalif kimselerin ekmeğine gerçekten yağ sürmüyor aksine hükümetin daha da güçlenmesine sebep oluyor.
Bakınız, Yolsuzluk olayında, Gezi olayında, Alevi kardeşlerimizin hakları konusunda kimse hükümete karşı olan pozisyonunu bozmadı hatta hükümet hepsinden de güçlenerek çıktı.
Oysa yakıp yıkmadan, oturup adam akıllı konuşulsaydı, karşılıklı fikirler havada uçuşsaydı, neticesi daha olumlu olmaz mıydı?
Kürt sorunu çözümünde, her kafadan bir ses çıktı ve iyi ki de çıktı, yavaş yavaş da olsa çözüme doğru ilerleniyor. Sabote etmek isteyenlere, Kürt kardeşlerimiz fırsat vermedi.
Her şey bu kadar açık ve net olduğu halde, her kaosun ülkemize milyarlarca dolar zarar verdiğini hepimiz bildiğimiz halde, neden hala, adam gibi konuşmaktan yana değil de, yakıp yıkmaktan yanayız?
Ulaştırma Bakanı geçtiğimiz günlerde insanın kanını donduran bir haber verdi:
Eskişehir-Ankara Hızlı Tren hattında sabotaj amaçlı kablolar kesilmiş. Görüntüleri de paylaşıldı kesilen kabloların.
Biz günlerce, Soma faciasının sabotaj olabileceğini, bunun araştırılmasını falan isterken, bize gülenler, yok artık! diyenler, şimdi bu olayı neyle izah edecekler?
O tren içerisinde can verecek olan insanların üzerinden kanlı hesaplarını görmeye çalışanlara, hükümete muhalif olma adına destek verenler vicdan sorgulaması yapacaklar mı?
Hadi o kaza önceden fark edildi ve gerçekleşmedi, peki önceki eylemlere destek verenlere bas bas bağırdık, bu bir projedir, lütfen ortak olmayın, piyon olmayın, sizi kullanıyorlar dedik, bizi yandaşlıkla suçladınız.
Mutlu musunuz şimdi, her destek verdiğiniz kaos eyleminden sonra daha da azanların neler yapabileceğini görmekten?
Oyuna gelme artık Türkiye’m… Ellerinde patlasın tuzakları hainlerin.
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor