(Eğitim Bir Sen Başkanı Ali YALÇIN’a Açık Mektup)
Ülkemiz büyük bir imtihandan geçerek uçurumun kıyısından döndü ve milletimiz sağduyulu bir karar alarak istikrara evet dedi.
Artık bundan sonra ülkemiz gerçek gündemine dönmeli.
Ak Parti ile yola devam diyen Türkiye, aynı zamanda burnunun dikine gidersen 7 Haziran’da yaşadıklarının aynısını veya daha fazlasını yaşatırız, da demiş oldu.
Bunu başta Başbakan olmak üzere hemen herkes biliyor ve verilen mesajı aldık diyor.
Madem verilen mesaj alındı, biz de gündemimizdeki bir konuyu ele alalım.
Biliyorsunuz, eğitim camiası, özellikle öğretmen ve okul yöneticileri Milli Eğitimin Alo 147 uygulamasından hayli rahatsız.
Çok iyi niyetle uygulamaya konulmuş olsa da, bizim milletimizin en kötü huylarından birisi, işin suyunu çıkarmaktır. Alo 147 yüzünden açılan soruşturmaların haddi hesabı yok. Bu işin bir yönü.
Gün geçmiyor ki, haber bültenlerinde, gazetelerde veya sosyal medyada dayak yiyen, azar yiyen öğretmen olmasın.
Çalışmalarına, gayretine, özverisine gözlerimle bizzat şahit olduğum okul müdürü bir arkadaşım öğrenci velisinden dayak yiyor.
Eli yüzü yara bere içinde. Bıçak bulabilseydi delik deşik edecekti beni diyor, Konya Meram Çarıklar Ortaokulu Müdürü Mümin Ünlükaçar…
Sanırım çalışmasının mükafatını darp edilerek almış ve bedelini ödemiş.
En çok soruşturma geçiren rahmetli Valimizi hatırladım. Recep Yazıcıoğlu! Mekanı cennet olsun.
Ülkemizde işler böyle yürüyor.
Çalışırsanız hakkınızda davalar açılır, olmadı dayak yersiniz.
Boş boş oturan yöneticilerin kimseyle sorunu olmaz. Onlar, Kıbrıs’ım da yok, sorunum da yok, modunda…
Eğitim çalışanları bir sendikaya üye olurlar. Üye olmaktaki amaç:
Sendika bizimle ilgilensin, sorunlarımızı çözsün ve eğitimin daha da nitelikli olması için çalışmalar yapsın.
Sendikalarımız ne yapar peki?
Toplu sözleşmeler yapar, memurun hakkını korur gözetir, özlük haklarıyla ilgilenir, en çok da ücret konusunda hükümete bastırır, bazen alır istediğini, bazen alamaz.
Hakkını teslim edelim, Eğitim Bir Sen Başkanı Sayın Ali YALÇIN, son Toplu Sözleşmede tarihi bir başarı elde etti ve memurlarımızın derin bir nefes almasını sağladı.
Buraya kadar tamam!
Şimdi buradan sesleniyorum Sayın Ali YALÇIN Başkana…
Milli Eğitim Bakanımızla öğretmenlerin, okul yöneticilerinin veliler tarafından darp edilmesi konusunu ele alacak mısınız?
Mülki amirler, şube müdürleri, ilçe ve il müdürleri ve maarif müfettişleri, çocuk azarlar gibi azarlamaya devam edecekler mi eğitim çalışanlarını?
Üçüncü dünya ülkesi olmaktan ne zaman kurtulacağız?
Velilere ve öğrencilere her şey mübah ama eğitim çalışanlarına, nasılsa alıyorsun maaşını kes sesini, işini yap, ye dayağını otur mu diyeceğiz?
Ayaklar altına alınan onurla hangi öğretmen verimli olabilir?
Sayın Başkan, bu işi çözerseniz siz çözersiniz…