ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
Honda Civic Yenilendi
ŞİİR MEKTEBİ
ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 2
MERHAMET ETMEYEN KİMSEYE MERHAMET OLUNMAZ
YÜZYILIN SOYKIRIMI SONRASI BARIŞ
Kutup Yıldızı
Yıldız mı, Ay mı, Kara Delik misiniz?
Değerli Galibiyet
Ruhun şad olsun ağabey
Konya için tehlike çanları çalıyor
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Yazı icat edildiği günden beri ilk defa işler tersine döndü.
Taşlara yazıldı yazılar önce.
Kurutulan ağaçlara yazıldı.
Hayvan derilerine yazıldı.
Duvarlara yazıldı.
Hem de kalemle değil.
Ucu sivri aletlerle yazıldı önceleri.
Sonra tüy kalemlerle yazılmaya başlandı.
Divit, tükenmez kalem, kurşun kalem derken yazarların işi epey kolaylaştı.
Sonra daktilo icat edildi biraz daha kolaylaştı işler.
Bilgisayar klavyesi ve sesle yazma derken iş daha da ilerledi…
İlerledi, kolaylaştı tamam da sanki biraz da çığırından çıktı.
Gelinen noktada bilinen bir şey varsa o da şu:
Yazı yazma işi kolaylaştıkça yazının kalitesi düştü. Tesir gücü de azaldı.
Bin yıl öncesinin kitaplarıyla şimdiki kitapları karşılaştıralım.
Yüz yıl öncesinin makalesiyle şimdiki makaleleri karşılaştıralım.
Maalesef durum oldukça vahim hâl aldı.
"Ben kalemden vazgeçmem arkadaş.” diyen yazarlarımız vardı daktiloya yenik düştüler.
Daktilodan vazgeçmem diyenler de klavyeye yenik düştüler.
Sesle yazanlar çoğaldı son zamanlarda.
Esas olan düşünerek yazmaktı. Kalemle yazarken öyleydi. Zordu ama!
Zaten kolay olan da tesirli olmuyordu.
Şimdi gelelim esas mevzuya…
Bundan sonrasını katırlarla devam edeceğiz, denirdi eskiden asıl zorluk başlayınca…
Şimdi tersinden devam edeceğiz daha kolayı ile…
Bildiniz!
Yani yapay zekâ ile…
"Şiirler azalacak işte o zaman, günümüz perişan olacak, içimizdeki koskoca orman yanacak ama kimsenin de haberi olmayacak yangından…”
Şiir dersen şiir yazıyor yapay zekâ.
Makale dersen makale yazıyor.
Kitap dersen kitap yazacak.
E haliyle yolun en zor kısmı bitmiş olacak ve bizler bundan sonra yapaylıkla devam edeceğiz.
Yapay adaylar koyacağız halkın önüne.
Yapay köşe yazıları koyacağız.
Yapay videolarla çıkacağız meydana…
Et yapay, süt yapay, yoğurt yapay…
Zekâ da yapay oluversin canım ne var?
İnsanlar da yapay değil mi?
Organik yumurta reklamı yerini organik yazar reklamına bırakırsa şaşırmayalım.
Her köşe yazarı yazısının altına not düşmek zorunda kalabilir:
"Yazılarımız kesinlikle yapay zekâ ile yazılmamıştır.”
"Oturan değil gezen yazar.”
"Hem gezen hem okuyan yazar.”
İşin tabiri caizse cılkı çıkacak ve insana gerçekten ihtiyaç kalmayacak gibi duruyor.
Ünlü yazılım şirketi sahibi açıklama yapıyor.
"Gençler yazılım öğrenmenize gerek yok o işi de yapay zekâ yapacak.” diyor.
Yapay zekâ da doğal felaket gibi…
Herkes insanlığa vereceği dehşet zararın farkında ama kimse karşı koyamıyor.
İnsana faydası olsun, insanın işlerini kolaylaştırsın diyerek icat ettikleri ne varsa insanı daha da müşkül duruma soktu.
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı