ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Mütevazı insanlardan hiçbir zaman hazzetmemişimdir. Kibirlidirler onlar.
Kibirli insanlardan da hazzetmemişimdir. Gerçekten kibirlidirler onlar.
Gönlü kibirli olanların dillerinden düşmez mütevazı kelimeler, cümleler.
Sürekli zenginliğini saklamaya çalışan, bilgisini gizleyen, olduğu gibi değil de olmadığı gibi görünmeye çalışanlar itici gelmiştir hep.
Bir de makamına saygı bekleyenler var.
Saygıyı, yapıp ettiklerine değil de makama gösterilmesini arzu ederler.
Son örneğini, Spordan Sorumlu Bakanımız Sayın Suat Kılıç sergiledi.
Gayet işine düşkün, çalışkan bir bakandı. Bakan olmazdan evvel de etkili bir isim olarak göze çarpıyordu. Çalışkanlığı ve hitabet gücü onu bakan koltuğuna taşıdı.
Biz onu bir o kadar da mütevazı sanıyorduk.
Yanılmışız.
Son on yılda hemen hemen hiçbir bakandan böyle kibirli bir davranış görmemiştik.
Hepsi, koltukların gelip geçici olduğundan, halka hizmet etme düsturundan, halkın efendisi değil, hizmetkârı olduklarından dem vururlardı.
Sayın Kılıç bu geleneği yerle bir etti.
Bir öğretmenin kendisine, “müdürüm” demesine öyle içerlemiş olmalı ki, müdür değil, bakan… Deme ihtiyacı hissetti.
Bizim geleneğimiz bu tür kibirliliğe prim vermez.
Halkımız bunu bir yere not etmiştir. Bir çıkışla nasıl ki parlarsa yıldızınız, bir çıkışla sönüverir. Tamam insanların yaptığı işleri bir kenara itip sadece bir sözüne bakıp o insanı yargılamadan infaz etmeyelim ama benim burada asıl mevzuu etmek istediğim bambaşka bir şey.
Bakan Kılıç’ı eleştirenlere, ona afili cümlelerle ayar verenlere bakın…
Ya da durun kimseye bakmayın, geçin aynanın karşısına kendinize bakın.
Hatırı sayılır koltuklara gelenlerden tutun da, birçok kimsenin elinin tersiyle ittiği koltuklara kurulanların haline bakın, mütevazılıkları öyle gülünç hallerde ki, tanımıyor olsanız kendisini Mevlana, Yunus falan zannedersiniz.
Onlar; “Biz hizmet için oturduk bu koltuğa, halkımıza hizmet en öncelikli vazifemizdir.” Derler.
O koltuğu altlarından çekin, koltuğu çekenlere de halka da etmedikleri hakaret kalmaz. Sanki sadece koltuğa oturunca halka hizmet edilirmiş gibi.
O bakan bu halkın içinden çıktı, ondaki kibir hepimizde var.
Ve ne yazık ki, her türlü şaklabanlığı yapabiliyor, her türlü sinsi planları kurabiliyor, olmadığımız gibi görünmek için türlü cümleler sarf edebiliyoruz da, olur olmaz yerde, pattadanak ne olduğumuzu yumurtlayıveriyor ve gülünç duruma düşmekten kurtulamıyoruz, bu duruma bir çare bulamadık millet olarak.
“Dilde âlim, gönülde cahil” olunca, gönüldeki cahillik çıkıveriyor ortaya!
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor