AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
İtalyan gazetelerinin birinde;
Türkler 15 Temmuz gecesi birbirlerine nöbet devrederken, ben eve gidiyorum, “sıkıntı” olursa ara hemen gelirim diye vedalaşıyorlar, onların “sıkıntı” dedikleri de, tank, uçak, bomba, mermi… diye yazmışlar.
Haberi okurken tüylerimiz diken diken olmayı falan aştı artık. Gözlerden gelen yaşlar sel oldu aktı herkeste.
Tabii bu tür olayları anlatılırken yalnızca insan olanlar etkileniyor, diğerleri Çanakkale’de, Kıbrıs’ta görünmez aksakallı dedelerin hikâyelerine nasıl burun kıvırdılarsa bu hikâyelere de burun kıvırmaya devam ediyorlar.
Bundan bir ay önce;
Tankın namlusuna göğsümüzü gereceğiz,
Tankın altına gireceğiz,
Helikoptere ıslık çalıp, erkeksen indir lan aşağıya diyeceğiz,
Buğday tarlasını ateşe verip uçakları şaşırtacağız,
Çatıya çıkıp uçağa atlayacağız, falan desek bize gülmeyen kalmazdı.
O gülenler Çanakkale destanını da anlamadılar zaten.
Bu yaşananları ileride çocuklarımıza, torunlarımıza anlatırkenki ruh halimizi merak ediyorum…
Ne tepki verecekler acaba? Doktora mı götürecekler bizi?
Tarih okumayanlar veya şiir sevmeyenler bilmezler:
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
diyordu Akif.
Şimdi tarih yeniden yazıldı. Hiç hamasete gerek kalmadan, tüm gerçekler bütün heybetiyle ortada!
Cumhuriyet kurulduğundan beri askerlerin yönetime el koymasından sonra yaşananları biliyorsunuz…
Kimi asıldı kimseden tık çıkmadı, kimi namlunun ucunu görünce şapkasını alıp sıvıştı…
İşte şimdi 15 Temmuz bize bir gerçeği daha öğretti:
Tayyip ERDOĞAN gibi bir lideri düşmana teslim etmeyecek bir iradenin varlığını müşahede etmiş olduk.
Yalnızca biz değil tüm dünya gördü bunu!
Neden vermedi millet ERDOĞAN’I düşmana?
Siyasi hayatı boyunca onca olumsuz algıya rağmen dimdik duran, Hakk’ın ve Halkının yanında olan bir lideri bu millet düşmana teslim eder mi sanıyorsunuz?
Hülasa;
Bu tarihi ve inanılması güç gerçekleri okullarımızda ders kitabı olarak okutmak ve yeni neslin beynine kazımak gerekiyor.
Allah bir daha bu millete böyle acı yaşatmasın!
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler