Kan Bağışı mı? Hacamat mı?
Paramızı Vermezseniz Kamçısı
KAPI KAPI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İnsanlar kendi ideolojilerinin peşinden giderler.
Kimileri, kendi ideolojilerini, siyasi görüşlerini, fikirlerini ölümüne savunurken kimisi de sadece taraf tutmakla yetinir.
Bilinir, ülkemizde siyasi parti tarafında olmak futbol takımı taraftarı olmak gibidir, maalesef.
Yensek de, yenilsek de!
Tamam, seçim kaybetti diye ideolojisinden, fikrinden vazgeçmek saçmadır, eyvallah.
Lakin insanımız yenilen, kaybeden partiye neden yenildiğini, niye kaybettiğini sormalıdır.
Kazanan partiye de, yanlış yaparsan soluğum ensende demesini bilmelidir.
Değil mi ki, siyaset halkın huzuru için yapılıyor?
İnsanımızdaki garabet, takım tutar gibi parti tutmakla kalmıyor, aynı zamanda kısır bir döngüyle etrafındakileri kırıp geçiriyor ama gülmekten değil…
Biz daha iyisini yapacağız, ahan da projemiz! Diyen bir muhalif olmadığı gibi, yaptıklarıyla ortaya çıkan değil de karşı tarafa laf yetiştirmeye çalışan iktidar yanlıları var…
Değişim istiyoruz! Diyenlerin neyi değiştireceği, nasıl değiştireceği bir muamma iken çıkıp meydana avaz avaz bağırıyorlar.
Nasıl bir projeyle, hangi kalifiye elemanla, neredeki düzensizliği bertaraf edeceksin? Sorusu hep havada kalıyor.
Soru sorarak, sorulara cevap alarak tartışma becerimiz maalesef sıfır.
Sorulan sorulara cevap alamayınca, cevap veremeyenin hakarete başvurması da işin boyutunu tamamen değiştiriyor.
Birleştirici dil kullanalım diyenlerin, ayrıştırıcı dil kullanma konusunda eline kimse su dökemiyor.
Siyaset yapacağım derken kutsallara saldırı da işin başka bir boyutu.
Kutsalları insanlar üzerinden değerlendirmek ve kutsallara hakaret etmek neredeyse bir görev kimilerine göre.
Barış sözcüğünü dilinden düşürmeyenler yüzünden bu ülkede kaç insanımız hunharca şehit edildi?
Mağdur edebiyatı yapanlar yüzünden ülkemiz Amerika tarafından işgal edilmeyecek miydi?
Pensilvanya'dan aldığı emirlerle darbe yapmaya çalışanlar,
Onca seçim kaybetmesine rağmen koltuğa yapışanlar,
Eline mikrofonu alınca ağzından hakaretten başka cümle çıkaramayanların "tek adam” eleştirisini duymak gerçekten ülkemiz için ciddi bir sorun…
Sokaktaki kalabalık gibiyiz. Herkes konuşuyor, kimse kimseyi anlamıyor, dinlemiyor da zaten. Ama el ayak çekilince herkes kendi evine gidiyor…
Fikirleri yumurta tokuşturur gibi tokuşturalım ama elimize yüzümüze bulaştırmadan pişirip yiyelim o yumurtayı…
Ülkemizin sağduyulu insanlara ihtiyacı var, ayrıştıran tiplere değil.
Sağduyulu olmayı da suya sabuna dokunmama anlamında anlayan olmaz umarım.
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli