AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Yunus'u günümüze çağırsak,
Mevlana'yı çağırsak,
Hacı Bektaş Veli'yi çağırsak…
Ve onlardan ülkemizin herhangi bir ferdi gibi davranmalarını istesek…
Nasıl bir sonuç elde edebiliriz?
Mesela;
Sizi asacağız, sizi keseceğiz, size hayat hakkı tanımayacağız, diyenlere karşı nasıl bir tavır sergilerlerdi acep?
Yaradılan'ı hoş görür müydü Yaradan'dan ötürü Yunus?
"Hele bir fırsat bizim elimize geçsin görün o zaman.
Size neler yapabileceğimizi havsalanız bile almaz” diyenlere karşı ne düşünürdü Mevlana?
Hiç kimseyi ayıplamayın diyen Hacı Bektaş Veli bu güruhu görse ne derdi?
Bir yandan diyoruz ki:
"Onlar ne yaparlarsa yapsın, onlar ne derlerse desin biz onlar gibi olmayacağız, onların yılan dilini kullanmayacağız, onlar gibi hareket etmeyeceğiz…
Onların seviyesine düşmeyeceğiz…
Zaten onların derdi de bu!
Kendi seviyelerine düşürüp bizleri oradan vurmak…”
Bunları söyleyip gönül rahatlığıyla dalıyoruz uykuya…
Sabah kalkıp bir bakıyoruz ki…
İşitmediğimiz hakaret kalmamış, tehdidin her türlüsü edilmiş…
"Fırsat bize geçince…” Bakın bu cümle oldukça önemli…
Peki, fırsat şuan elinde olanlar neden bunlara bir şey yapmıyor?
Yapamıyorlar mı?
Korkuyorlar mı?
Hayır!
Onların çirkef diliyle, onların tehdit diliyle konuşmak, onların yapmak istediklerini yapmak, fırsat elinde olanlara yakışan bir davranış değil.
Peki, onların tehdit diline, kutuplaştırıcı diline, sürekli parmak sallamalarına karşı neler yapılabilir?
Bunun yollarını aramalıyız aslında.
Ağırdan bir ayağa kalksan kaçacak delik arayacak olanlar klavye başında önüne gelene hakaretler yağdırıyor!
Devletin bunlara karşı yapacağı şeyler elbette vardır.
Ama bizler toplum olarak neler yapmalıyız?
Kutuplaşmayı iyice derinlere mi indireceğiz?
Ne olacaksa olsun mu diyeceğiz?
Azdan az çoktan çok gider mi diyeceğiz?
Ben bunlarla kıyamete kadar kutuplaşırım arkadaş mı diyeceğiz?
Ve bunları dedikten sonra ne olacak?
Bir yol bulmamız lazım.
Orta bir yol…
Ortak bir yol.
Bir işe yarayacağından değil ama yine de söyleyelim:
Azgın dili kullanan kim varsa, kimden olduğunun bir önemi yok…
Liderlerinin kendi taraftarlarını sağduyulu olmaya davet etmek gibi bir zorunluluğu var.
Ey azgın dil sahipleri!
Yarın herkes kendisini kurtarır ama olan sana olur, bana olur!
Sana sufle verip de seni azdıranların, sana azgın dil kullandıranların derdi ne biliyor musun?
Derin fay hatları oluşturup seni beni birbirimize kırdırmak ve fay hattını çatlatıp ülkede siyasi deprem oluşturup ülkeyi karıştırmak ve nihayetinde de bölmek…
Bunu anladığın an çok geç olacak!
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler