ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İnsanları tanımak, anlamak ve değerlendirmek istiyorsanız takip edilecek birkaç yol vardır.
Bunlardan biri kavgadır.
Biri kazanmak bir diğeri kaybetmektir.
Meselâ, kavgada karşı tarafın özel sırlarını yüzüne vuran insan kötü bir insandır. Ona asla güvenilmez.
O insan genelde kavgadan sonra küser ve küstüğü insanın arkasından iftiraya varacak ölçüde olumsuz sözler eder.
Kazanan insan da bir zamanki geldiği yeri unutur. Hani sonradan görme dediğimiz türden olan insandır.
Birlikte büyüdüğü insanları tanımazdan gelir. Ailesinden bile utanır.
Elde ettiği gelirle havalanır. Biri gelip iğneyi batırıncaya dek uçar boşlukta. Kalıcı olacağını zanneder malın. Hepsini kendi imkânlarıyla kazandığını zanneder.
Cömertlik yaparken bile insanlara, "bakın sizi ben doyuruyorum” der gibi davranır.
Bu insanlar da güvenilmez türden olanlardır. Bir de bunları hakir gören insanlar vardır. Onların da eline imkân geçince bu insanlardan daha beter olurlar.
"Askere varır varmaz kendisinden bir gün sonra gelene "komutanım” çektiren askere kötü söz söyleyen asker, kendisinden bir gün sonra gelen askere aynısını yapar” örneğinde olduğu gibi.
Bir de kaybedenler var.
Bu insanları günümüzde her yerde görmek mümkündür.
Hani zengin iken fakir olandan, başarılı iken görevden alınanlardan söz etmiyorum. Onların başımızın üstünde yeri var, tabii imkanlar elindeyken insanları baş üstünde tutmuşlarsa…
Sözünü etmeye çalıştığım "kaybedenler” güruhu;
Lâyık olmadığı halde araya adam koyarak bir yerlere gelenler,
Lâyık olmadığı halde iktidar partisinin yönetimlerinde görev alanlar,
Lâyık olmadıkları halde parasıyla itibar devşirenler…
Bunlardan çok var demiştik etrafta.
O kadar çok var ki, hemen her sülaleden çıkar bunlardan.
Eğer orada burada adaletten, liyakatten, haksızlıktan, israftan söz eden bir "kaybeden” görürseniz bunların sözlerine kulaklarınızı rahatlıkla kapatabilirsiniz.
Çünkü bu tür insanlar görevleri başındayken, erdemden uzak bir hayat yaşayıp ne düşene elini uzatırlar ne de haksızlığa uğrayanın yanında yer alırlar. Hatta haksızlığa uğrayan görünce elleri cebinde havaya bakarak ıslık çalarlar.
Zaten çıktıkları makama da lâyık olmadıkları halde çıkmışlardır.
Bunlar düşer düşmez hemen muhalif olurlar, ışık hızıyla hem de.
Eski mahallesinde kim varsa hepsinden nefret ederler.
Sadece kendilerinin haksızlığa uğradığını zannederler.
Işık hızıyla muhalif olmayanların da bir umudu daha kalmıştır; "Belki olur ya, bir görev verirler mi” diye beklerler. Verilmeyeceği kesinleşince ışıktan daha önce muhalif cephede yerlerini alırlar.
Önceden iktidar partisine toz kondurmayıp şimdi muhalif olanlara bir bakın…
Hepsi zamanında semirenlerdendir.
Ya makam bekleyenlerden ya makam dağıtanlardan ya da makamdan düşenlerdendir.
Ve bunlar her makama kendilerini lâyık gören oldukça itici tiplerdir.
Yukarıdayken kimsenin yarasına merhem olmayıp düştükten sonra herkese yarasını gösterenlerdendir bunlar.
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor