Okumadan önce bu yazıyı, suya yazılmış bir yazı olarak kabul edin.
Yeni şeyler söylemeyeceğim, yeni keşiflere yolculuk yapmayacağım…
Hemen herkesin malumu olan şeyleri yazacağım. Amaç tarihe not düşmek.
Osmanlı’nın yıkılmaya başlamasından beri, bu topraklara yerleştirilen kâfirlerin tek derdi vardı:
Osmanlı’nın yeniden dirilmesine engel olmak.
Yargıya, askeriyeye, devletin en üst makamlarına yerleştirdikleri bu kâfirler yüzlerce yıl görevlerini yerine getirmek için canhıraş bir şekilde mücadele ettiler.
Kimisi askeri darbelerle, kimisi yargı darbeleriyle Osmanlı’ya geri dönüşü engellemeye çalıştılar.
Bunların içinde en önemlileri medya mensuplarıydı.
Laiklik elden gidiyor yaygarasıyla topluma çekidüzen veriyorlar, algıyı yönetmeye çalışıyorlardı.
Ezan sesinden rahatsız olduklarını açıkça dile getiriyorlar ve diğer dinler adına hiçbir şeye karşı çıkmayıp, yalnızca İslam dinine uygun hareket edenleri aşağılayıp, onların kötü birileri olduğu üzerine kalem oynatıyorlar, film oynatıyorlar, diziler, belgeseller çekiyorlardı.
Atatürk olmasa baban Yorgo olurdu algısıyla insanları kandırıp, Yorgolara taş çıkartacak şekilde din düşmanlığı yapıyorlardı.
Bu güruh tam anlamıyla din düşmanıydı ve kimliklerinde İslam yazması bi ’şey değiştirmiyordu, cenazeleri de Cami önlerinden kalkıyor cehenneme koşar adım ilerliyorlardı ölünce.
Bu Osmanlı düşmanları başarılı olamadılar ki, yükseliş devam etti.
Kâfirler işlerini tam anlamıyla yürütemediler ki, Müslüman görünümlü münafıkları sürdüler sahaya.
Bu münafıklar da doğal olarak abdestli namazlıydı.
Osmanlı ve mirasçıları yerle bir olsunlar, dünyaya korku veren ses kesilsin de, ne olacaksa olsun mantığıyla hareket edecek kadar gözükara münafıklar, aldıkları emri harfiyen yerine getirmek için her türlü çakallığı yapmaya başladılar.
Kimisi abdest alıp dağa çıktı, askere kurşun sıktı. Kimisi abdest alıp eline kalem aldı Osmanlı hayranlarına hakaretler etmeye başladı.
Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir uygulamayla Müslümanları, Müslüman görünümlü münafıklarla vurmaya çalışan bu üst akıl kısmen başarılı oldu.
Başarılı oldular, çünkü bu münafıkların aldattığı, kandırdığı, kendi beyni ile düşünmeyen yaratıkları Osmanlı hayranlarına karşı cephede konuşlandırdılar.
Tasması başkasının elinde olan bu köpekler uzaktan kumanda ile çalıştıkları için bir yıl önce değil, bir gün önce savundukları fikirlerin tam zıttını savunacak kadar aşağılık politika izlemeye başladılar.
Ve hala, bunlara hak veren, bunlara inanan, bunların yolundan gidenler de binbir surata girip pişkin pişkin sırıtmaya devam ediyorlar.
Kimlerden bahsettiğimi çok iyi biliyorsunuz!
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” Cümlesiyle milliyetçilik yapıp her şehit cenazesinde siyasi şov yapan bu aşağılık tipler şimdilerde;
Söz konusu Tayyip Erdoğan ise her türlü pisliğe bulaşmaya, lağım faresi bile olmaya and içerim diyerek, Paralel medyada, Doğan Medyasında boy gösteriyorlar.
Bu tipler yeni değil. Karun ile başlayan ihanet kıyamete dek sürecek.
Sürecek, çünkü Müslümanlar, düşmansız kalınca, dinlerine düşmandan beter zarar veriyorlar.