Hız çağında adaletin yavaş olması

Aile içinde çocuklar analarından ve babalarından adaletli olmalarını beklerler.

Adil ilgi, adil şefkat, adil yönetim…

Küçük çocuklara veya kız çocuklarına gösterilen pozitif ayrımcılık diğer çocuklarda bir yere kadar kabul edilebilir ama suistimal edilirse hemen dikkat çeker bu durum.

Çocuklar, büyük kardeşlerden zorbalık görürlerse bu sorunun tekrar edilememesi için adil bir çözüm beklerler.

Yapanın yaptığı yanına kâr kalırsa ne olur?

Sorun gittikçe büyür!

Büyük zorbalık yaparsa küçük de saygısızlık yapar.

Saygısızlık ebeveynlere kadar uzanır.

Huzursuzluk başlar ve işler içinden çıkılamaz hâl alır.

Sonra ya evden kaçmalar ya kötü arkadaş edinmeler ya kendini tecrit başlar.

Kısaca evdeki huzursuzluğun temelinde adaletsizlik vardır.

Sadece aile değil her kurum adalete su gibi, ekmek gibi muhtaçtır.

Çocuğuna harçlık vermeden evde huzuru koruyabilirsin ama adil olmadan asla...

Ülkemizde yabancı düşmanlığı aldı başını gidiyor.

Son olarak yaşadığımız vahim olay neydi?

Taciz edilen çocuğa sahip çıkma bahanesiyle onlarca çocuğun sabaha kadar korku dolu anlar yaşamasına vesile oldu ırkçı gruplar.

Evlerini ateşe verdiler masum insanların.

Üstelik bunu vatanseverlik adına yaptılar.

Oysa vatanseverlik, sorunları sulh yoluyla çözüme kavuşturmak ve bu yolda fikir üretmekti.

Hem şiddet karşıtıyım dediler hem de başkasına şiddet yapılınca alkış tuttular.

Başka bir şehirde yolda yürüyen masum insanlara motosikletle gidenler çelme takıyor.

Sosyal medyada kimi kendini ve haddini bilmezler yabancı dövme seansları düzenlemek için gruplar kuruyor.

Yaşı küçük çocuk yapmış diyerek olayı başka yöne saptırıyorlar üstelik.

Sığınmacının biri kapısını kilitlediği halde yetinmeyip kapının ardına evindeki dolapları, halıları yığmış ırkçılardan korktuğundan.

Tüm bunlar gösteriyor ki…

Adalet yeterince hızlı ilerlemiyor.

Adalet gecikmesi çok ciddi bir durumdur.

Sınırlarımız içinde yaşayan tüm canlıların hakkını korumak devletin en asli vazifelerinden biridir. Hem de ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin.

Sosyal medyada yalan haber yapanlar gözaltına alındı deniliyor ama yalan haber yayanlarda hiç azalma olmuyor.

Irkçıları yönlendiren gazeteciler, fenomenler ağızlarında sakız rahatlıkla yalan yanlış bilgilerle toplumda infiale sebep oluyor.

Mazlumlara çelme takanlar sokaklarda dolaşmaya devam ediyor.

Tek yaşam kaynağı olarak kendisine ırkçılığı seçen siyasetçiler son hızla yabancı düşmanlığını köpürtüyorlar.

Hukuk herkes için lazım.

Birileri siyasetçi, birileri gazeteci, birileri şımarık diye adalet işlemezse yarın önü alınamaz olaylar kaçınılmaz olur.

Bugün bir parmak kesilir tüm beden kurtulur.

Bizim milletimiz hukukun kestiği parmağa acımaz.

Hukuksuzlar parmak keserse devlete güven sarsılır.

Devlete güvenin sarsılması demek kaosun başlangıcı demektir.

Bakın eskiden adalet ağır işlerdi, filmlere konu olacak şekilde hem de.

Devletimiz, hız çağında yeni önlemler almak zorunda adaletin hızlanması için.

Gerekirse sosyal medya orduları kurup, yalan paylaşımı anında silecek kadar etkin yöntemler geliştirilmeli.

Bunlar bilinen şeyler ama milletimiz hatırlatılmasını istiyor.

 


Yazarın Diğer Yazıları