Ülkenin içinde bulunduğu durumdan şikayetçi olmayan yok.
Evetçiler de hayırcılar da gidişattan memnun değil.
Evetçiler memnun değil, çünkü biliyorlar ki bu ülkede koalisyon dönemleri yaşandı.
Hükümet kurabilmek için 10 milletvekiline ihtiyaç duyan parti lideri 10 vekilin tamamına bakanlık sözü verdi.
Güven oylaması için gerekli olan 5 vekil yüzde 40 oy alan partiden daha önemli konuma geldi.
DYP-SHP koalisyonuna MHP dışarıdan destek vermemiş olsaydı hükümet düşerdi.
Refah-Yol hükümetine Rahmetli başkan Muhsin Yazıcıoğlu destek vermemiş olsaydı hükümet düşerdi.
Evetçiler memnun değil, çünkü muhafazakarların kurduğu her parti ya kapatıldı ya kapatılma tehlikesi geçirdi.
Ordu ve yargı muhafazakarlara her dönemde korku cehennemi yaşattılar.
Muhafazakarların okulları kapatıldı. Başörtüsü zulmü yapıldı muhafazakarlara.
Kimi kadınlar okuyamadı, kimisi memurluktan atıldı ya da kendi isteğiyle ayrılmak zorunda kaldı.
Amerika, Avrupa ülkemizde istediği gibi at koşturdu.
Hayırcılar da memnun değil ülkenin gidişinden.
Koyun dedikleri halk artık kendilerini seçmiyor. Millet uyandı.
Peki, hayırcılar iktidara gelemeyecekleri halde neden eski sitemi savunuyorlar?
Eski sistemin kalmasını neden istiyorlar?
Neden olacak? 7 Haziran gibi bir sonuç alabilir miyiz, diye düşünüyorlar.
Oysa nereden bakarsan bak hayırcılar 90 yıldır bu ülkede en rahat yaşayan kesim.
İstedikleri gibi yaşıyorlar, var mı yaşam tarzlarına müdahale eden?
İçkilerini içiyorlar, kumarlarını oynuyorlar, göbek atarken etrafa para saçıyorlar, mini etekleriyle her devlet dairesinde çalışıyorlar.
Müslümanlara her dönem baskı kurma konusunda ellerinden geleni arkalarına bırakmıyorlar.
Atatürk maskesinin arkasına sığınarak Müslümanlara her türlü hakareti yapıyorlar, hakaret etme özgürlüklerinden bile 15 yıldır Ak Parti hükümette olmasına rağmen ödün vermiyorlar.
Onlar da biliyorlar, referandumda evet çıkarsa da işleri gene tıkır tıkır yürüyecek, hayır çıkarsa da yürüyecek.
Onları tedirgin eden tek şey:
Muhafazakarların iktidarı bir daha onlara teslim etmeyecekleri…