ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
SANA DÜN ALAADDİN TEPESİNDEN BAKTIM AZİZ KONYA
Yusuf Tekin’in mücadelesi
BUHARİ KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ’NDE İFTAR
KUR’AN-I KERİM’İ OKUYUP, ANLAYIP, HÜKÜMLERİNE UYGUN YAŞAMALIYIZ
Altın ekonomik belirsizliklere karşı koruma kalkanı olabilir
AH! YETSİN..
Kim neden bir suçlu arıyor?
Neyi Çekiyorsunuz? (Rezonans-Çekim Yasası)
Konyaspor’da Kötüye Gidiş Sürüyor
Kadın Çiçek Değil, Kadındır
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
TERÖR VE TERÖRİZM
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Honda Civic Yenilendi
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İnsanlar durduğu yerde saymazlar.
Doğumundan ölüme kadar sürekli bir değişim halindedir.
Kimisi fiziki değişim yaşar, kimisi hem fiziki değişim yaşar, büyür, hem de gelişir, kendisini değiştirir.
İnsanlar geliştikçe bulundukları konum da değişir.
İlkokulu bitiren ilkokulda kalmaz neticede.
Hayata atıldığı, iş güç sahibi olduğu zaman da basamakları birer birer çıkmaya başlar insan.
Buraya kadar her şey normal seyrindedir.
Buradan sonra tabiri caizse taht kavgaları başlar.
Nedir taht kavgaları?
Hani şu meşhur koltuk sevdası.
Makam mevkii istemeyen insan türüne pek fazla rastlanmış değil eskiden beri.
Her ideolojiden, her dinden, her ırktan, her meşrepten insan makam sever, koltuk sever.
Yukarı çıkmayı, insanlara emir vermeyi, insanların önünde olmayı, etrafındakilere ''ben bu oldum'' demeyi her insan ister.
Kimisinin haklı! gerekçeleri vardır...
''O işi o yapıyorsa ben de yaparım,
O benden daha mı iyi yapacak?
Ben istemedim bana zorla verdiler,
Beni insanlar istiyor...'' gibi.
Hele bir güruh var dillere destan...
''Hizmet etmek istiyorum!''
Hizmet etmek istiyorum diyenlerden hiçbirinin sırtında Kızılay çuvalı görmedik ama inandık da dediğine, beyan esastır bizde...
Bir kesim daha var, onlar biraz inandırıcı diğerlerine göre.
''Görevden kaçılmaz, biz yapmasak daha kötüleri yapacak!''
Evet, bu kesim inandırıcı biraz.
Bu kesime tam anlamıyla inanmak için de bir takım kriterler var...
Koltuk sallanınca irtifa kaybediyorlar mı? Hemen telefonu ellerine alıp, belki lâzım olur diye kaydettiği kişilerle temas kurmaya başlıyorlar mı?
Neydi?
''Görev istenmez, verilir!''
Peki, bu söz geçerliliğini koruyor mu hâlâ?
Bu sözü en çok, yukarı çıkarken görev isteyenlerden duyuyoruz.
Yukarıdaki görev dağıtanlar yukarı çıkarken görev istemeyip, görev verilenler olsaydı, bu söze uygun hareket edelim denirdi.
Maalesef şu durumda görüyoruz ki, etrafta görev istemeyen nitelikli insanlara görev vermeye çalışan kimse yok.
Ya o insanları Allah, makam ateşinden koruyor ya da o insanlar dünya nimetinden yararlanmamakla imtihan ediliyor...
Temennimiz o ki, imtihanı kaybedip görev isteme kuyruğuna girmezler...
Yusuf Tekin’in mücadelesi
Çözüm değil sonlandırma süreci
Eğitim de denetim de şart
Konforlu iş belediye başkanlığı
Şöhretin sancıları
Devlet aklını anlamakta zorlananlar
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor