Kan Bağışı mı? Hacamat mı?
Paramızı Vermezseniz Kamçısı
KAPI KAPI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ÜÇ AYLAR, ŞİVLİLİK, İLK NAMAZ
PKK TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAH BIRAKMAK İSTİYOR MU?
PKK ÖCALAN’I TAKAR MI?
Her devirde kayığa binenler
2024’ün Kelimesi: Kalabalık Yalnızlık
MÜBAREK ÜÇ AYLAR VE REĞAİB KANDİLİ
Faiz indirimleri ekonomik büyümeyi nasıl etkileyecek?
2024’Ü GERİDE BIRAKIRKEN
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
Konya’da etliekmek savaşları-2
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Eskiden olduğu gibi günümüzde de medyanın önemi ve gücü herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir.
Tartıştığımız insanların edindikleri yalan-yanlış bilgilere itiraz ettiğimizde, nereden duydun bu saçma haberi? Dediğimizde aldığımız cevap; televizyondan, gazeteden, internetten duydum, oluyor.
Olayın aslını anlattığımızda, bize inanmış gibi görünse de, hala medyanın verdiği bilgi doğru kabul ediliyor.
Medyanın gücü önemli demiştik. Son yıllarda, sosyal medya; gazetelerin, televizyonların önüne geçmiş görünüyor.
İnsanlar, anında dünyanın öbür ucundaki habere, hiç zahmete girmeksizin, televizyonlardan daha erken ulaşabiliyor.
Kaos oluşturmak isteyenler, sansasyonel bilgi yaymaya çalışanlar her zaman medyanın o gücünü kullanmak istiyorlar ve başarılı da oluyorlar.
Bilindiği gibi, dünyayı kasıp kavuran Arap Baharı, Facebook kullanıcısı bir gencin, fitili ateşlemesiyle başlamıştı.
Geçen yıl bu zamanlar ülkemizde, gündemimizi değiştiren, ülkemize dış dünyada itibar kaybettiren, taraflı tarafsız herkesi kaygılandıran Gezi Olayları da Twitter üzerinden yürütülüyordu.
Tüm bu bilgilerin ışığında ben, bir başka şeye dikkat çekmek istiyorum.
Ne kadar güçlü olursa olsun, ne kadar çok kişiye ulaşacak gücü olursa olsun, ne denli zeki insanlar tarafından yönetilirse yönetilsin, özellikle ülkemizde, ülkemiz gerçeklerine sırtını dönen “bir kısım medya” ülkemizde etkili olamıyor.
Güçlünün değil, haklının yanında, zalimin değil mazlumun yanında yer alan gazetelerin o çok tirajlı gazeteleri ezip geçtiğine her daim şahit olmuşuzdur.
Duayen kabul edilen gazetecilerle oturup sohbet edin: o kadar satıyorsunuz, renkli, janjanlı ekler veriyorsunuz, eline kalem verdiğiniz yazarlar en kıvrak cümlelerle algı yönetimi yapıyor, neden halk size değil de, daha az tirajlı gazetelere inanıyor? Deyin, inanıyorum ki verecek cevapları bulunmaz.
Kendileri halkın seçtiği hükümete, çoğunluk her şey demek değildir, derken utanmazlar ama gazetelerinin çok sattığını gözümüze sokarlar.
Ne mi olur sonunda?
Halk o az satan, gerçekleri yazan, her şart ve koşulda adil olan, haklıyı haksızı gözeten, daha az tekzip yayınlayan gazetelere inanır.
Bakanlarla, bürokratlarla, belediye başkanlarıyla, ahbap-çavuş ilişkisine girmeyen, onlara sırtını dayayıp, pastadan pay alma derdine düşmeyen; tek amacı Allah rızası olan, halkı bilinçlendirmek olan, yapılan yanlışlara dikkat çekmeyi şiar edinen, gücünü insanları sindirmek ve korkutmak için değil de insanlara umut ışığı saçmak için kullanan gazeteler her daim ayakta durur.
Yeni Konya Gazetesi de, yarım asırdan daha fazla bir zaman diliminde ayaktaysa, işte gerçek sebebi budur!
Kuruluş yıldönümümüzde gazetemizi ayakta tutan tüm çalışanlarını, yazarlarını ve yönetimini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Ayrıca, yaklaşık 8 yıldır yazdığım gazetemizde, hiçbir yazıma müdahale etmeyen yorumlarımda yüzde yüz özgür olmama destek olan yönetime de teşekkürlerimi sunuyorum.
Her devirde kayığa binenler
Laiklerin gücü nereden geliyor?
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Hainliğin kitabı yeniden yazılıyor
İki yüzlülüğün nirvanası
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli