AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Başbakanın Muhteşem Yüzyıl dizisi hakkındaki görüşlerine katılmıyorum.
Dizi izlemek bu ülkede yapılması gereken en önemli görevlerden biridir.
Hele bu diziler saçma sapan konuları ele alıyor, derme çatma bilgilerle ne idüğü belirsiz senaryolardan besleniyorsa…
Esasında televizyon izlemek kadar da insanı rahat ettiren bir şey yok.
Diziler izlenmese, filmler seyircisiz kalsa, spor programlarındaki atışmalar, tartışmalı pozisyonlar olmasa, ufak bir sallantıda kocaman yarım sakallı Prof.lar çıkmasa ekrana, sabahları yemek programları, kavga gürültü şamata olmasa, düşünsenize Türk halkının halini.
Allah muhafaza!
İnsanlar ne ile oyalanacak?
Milletimizin televizyonla uyuşturulmadığını varsayalım…
Gazete okunacak, kitap okunacak, çocuklar ders çalışacak, ödevlerini yapacaklar, misafirler gelecek, misafirliğe gidilecek.
En önemlisi de insanımız düşünecek!
Sırası mı şimdi düşünmenin?
“Bir saat düşünmek bin yıllık nafile ibadetten daha hayırlıymış”, kimin umurunda?
Ne güzel işte, koca bir tarih, birkaç senaryo yazmaktan aciz, hayal gücü uçkurundan daha yukarı çıkamayan pespayenin elinde milletimize nasıl da harika (!) aksettiriliyor!
Başbakan da tutmuş diziye veryansın ediyor!
Sansürcü olmanın âlemi yok, millet düşünmesin işte. Halkı düşünceden, okumaktan alıkoyan bu kadar iğrenç diziler varken, uğraşmayın dizilerimizle!
Biz dizilerimizle mutluyuz!
Müslümanların kanı akıyormuş, zulüm almış başını gidiyormuş, dünya liderleri koro halinde Müslümanlara yapılan zulme seyirciymiş…
Geçin efendim bunları…
Biz dizi izleriz, tartışma programları izleriz. Hazır bilgi işte, çerez tüketir gibi tüketiriz.
Yorulmak yok, zahmet yok, özveri yok.
Sonra oturup iki kişi bir araya gelince, izlediklerimizi birbirimize aktarır, birbirimizin kafasını ütüleriz.
Başka yapacak işimiz mi var?
Televizyon seyretmeyenler de zaten atomu keşfe falan da çıkmıyor, onlar da dönüp duruyor devranın içinde…
Çok kitap okuyan çok mu mutlu oluyor sanki?
Araştıran, düşünen, irdeleyen, tefekkür eden insanların haline baksanıza… Hepsi ayrı dünyalarda, “gökyüzünden habersiz uçurtma uçuyorlar.”
Hem çıkıp, bu ülkede işler neden yolunda gitmiyor? Gibi bir soruyu neye dayanarak soracağız?
Ülke insanını televizyonlarla uyuştururuz ve ardından da, ülkede işler iyi gitmiyor, deriz.
Ülkede işlerin iyi gitmesi için, ebeveynlerin, gençlerin ve çocukların çok okuması gerekiyormuş, bundan bize ne?
Biz dizimizi izler, işimize bakarız!
Başbakan da karışmasın muhteşem rezilliğimize ve sanat düşmanlığı yapmasın! De mi ama?
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler