Dünya kurulalı beri herkes düşmanını alt etmenin yollarını arar. Bu yadsınamaz bir gerçektir.
Düşman ne kadar güçlü olursa olsun mutlaka onun da düşeceği bir tuzak vardır ve güçlü bir stratejiyle alt edilmesi mümkündür.
Geçmişten günümüze doğru kimin düşmanını nasıl alt etmeye çalıştığına baktığımızda akla hayale gelmeyecek yöntemler deneyenleri görmüşüzdür.
Ama tarihin hiçbir döneminde günümüz Türkiye’sindeki düşman alt etme metodu denenmemiştir.
Ülkemizin düşmanları öyle bir strateji uyguluyorlar ki, ilkokul çocuğunun bile havsalası almaz uygulanan stratejiyi.
Düşmanı hafif gördüklerinden midir yoksa gerçekten beyinsizler mi bilmek mümkün değil…
Vizontele filmindeki Deli Emin’in eline manyetik toplu iğne koyup muhataplarını titretmesi bile bizim düşmanların stratejisine taş çıkartır.
Köklü ve güçlü bir devletin üç-beş zağara boyun eğeceğini düşünmek garipsenecek bir durum olsa da adamlar yılmadan, bıkmadan sefer üzerine sefer düzenliyorlar.
Düşünsenize sahaya sürdükleri forvet oyuncuları?
Kürtlere ihaneti tescillenen Demirtaş…
Sen kendi ırkına ihanet etmişsin, özgürlüğünü savunduğun halkına silah doğrultmuşsun, onları hendeklerde parçalamışsın ve as oyuncu diye sahaya sürülmüşsün, senden olsa olsa cacık olur…
Bir diğeri de başkasının uçkurunun gölgesinde siyasi sahalara sürülmüş, cilalanmış, sırtı okşanmış, hadi be koçum, sen yaparsın bu işi, devirirsin düşmanı denmiş, o da kendini nimetten sayarak ayağına gelen tüm topları çarşafa dolandırmış ve forvet olduğunu unutarak sürekli kendi sahasında kendi kalesine gol atmış.
Daha bunlar ne ki?
Sahaya eşcinseller sürülmüş, renkli taytlarla, topuklu ayakkabılarla sahaya sürülen karayağız ve yumuşak delikanlılar düşmanın kalelerini fethetmek için top niyetine kullanılmış.
Pensilvanya ayısının postuna bürünen dindar görünümlü haşerelerle çıkılmış sahaya.
Sıkıyı görünce fare deliğinden kaçarak ülkeyi hemen terk edecek dipsizlerin eline dipçik verilmiş onlar da ilk fırsatta sıvışmış.
Dünyanın Cumhurbaşkanlığını onayladığı bir liderin diplomasının sürekli rulo yapılmasını arzu edenlere diploma rulo yapılıp gönderilmiş ama gene yılmak nedir bilmemişler.
Üniversiteleri karıştıracaklarını sanmışlar duvara toslamışlar, halkı galeyana getireceklerini sanmışlar halkın sağduyusuna toslamışlar.
Şimdi de lise öğrencilerinden medet umar hale gelmişler.
Tamam, yenilgiyi kabul etmek zor olabilir, her Allah’ın günü biraz daha rezil olduğunuzu hazmedemiyor olabilirsiniz…
Yapmayın Allah aşkına!
Birkaç lise öğrencisinin canına kıyıp onun üzerinden düşman yıkmaya çalışmayın…
Devletten ciddi maaşlar alıyorsunuz, keyfiniz yerinde, hepiniz okumuş eğitimli, diplomalı salaklarsınız pardon diplomalı zeki insanlarsınız. Oturun viskinizi yudumlayın, milletin başına zamanında ördüğünüz çorap nasıl sökülüyor seyredin. Diktiğiniz kumdan kaleler nasıl yerle bir ediliyor seyredin.
Hiç mi kaçak gecekondu yapan uyanık köylülerin evleri yıkılırken çalışan greyderin yaptığı yıkımı izlemediniz?
Oturun izleyin tadını çıkarın!
Unutmayın, bu ülke karışırsa siz zaten hemen kuyruğunuzu sıkıştırıp kaçacaksınız ve yükü gene aşağıladığınız Anadolu insanı omuzlayacak…