Ben bu ülkeye kimin ne hayrının dokunduğuna, dokunacağına bakmam.
Benim derdim insanlar.
Evimin önüne bir ağaç dikilmişse, kimin yaptığına bakarım.
Ağacı diken bizdense, gölgesinde serinler tüm dünyaya reklamını yaparım, bizden değilse güneşimi kapatıyor, güneş düşmanları evimin önüne ağaç dikmiş derim.
Kendimi daha nasıl tanıtayım size?
Başkanlık sisteminin benim için önemi yok.
Kim istiyor başkanlık sistemini?
Erdoğan istiyor!
İşte orada duracağın ağa!
Erdoğan’ın istediği her ne olursa olsun benim güneşimi kapatıyor!
Oksijen alamayacakmışım, yeşillik olmayacakmış umurumda değil.
Evimin önüne ağaç dikmesin.
Hele meyve veren ağacı hiç dikmesin.
Meyvesini de mutlaka kendi yandaşlarına peşkeş çekecektir.
Ama ağaç sizin evin önünde?
Hayır, olmaz, onun bir bildiği vardır, belki de incir ağacıdır diktiği, kökleri evimim temeline ulaşıp, evimi başıma yıkmaya çalışıyordur.
Neticede sevmiyorum arkadaş ben o adamın yaptığını.
Başkanlık kötüdür, nokta!
Nesi kötü?
Nebilim, kötü işte.
Ülkeyi bölecekler, tek adam yolunda ilerleyecekler, şeriatı neyin getireceklerdir belli mi olur?
-Başkanlıkla yönetilen ülkeler falan…
-Geç onları kardeşim geç. Erdoğan başkanlığı istiyorsa mutlaka kötüdür. İcraatların hızlanması, işlerin kilitlenmemesi, koalisyon gibi belalardan kurtulunması falan hikaye benim için.
Benim yediğim önümde, yemediğim arkamda. Gayet güzel bir hayatım var.
Dünyada süper güç olmak bize mi düştü?
Bizim neyimize muhtarlara konuşur gibi BM’de konuşmak…
Bizden aldığı vergilerle köprü yapıyorum diye hava atıyor…
-Ama köprüler, yollar, havalimanları falan devletin parasıyla yapılmıyor ki, yap, işlet, devret metoduyla yapılıyor!
-Beni ilgilendirmez kardeşim. Almasınlar benden vergi. Benden aldıkları vergiyle ne yapıyorlar peki? Bak işte, onları da çalıyorlar…
Başkan olunca daha çok çalacaklar…
-Başkanlık sisteminde daha sıkı denetim var ama?
-Denetimi yapan da kendileri olacak, ne sıkı denetimi, masal okuma bana!
-Belki sizden biri başkan olur ha ne dersin?
Oha, yok devenin pabucu! Bize kim oy verir lan?