AHİRETİ ÖNCELEYEREK DÜNYA NİMETLERİNDEN FAYDALANMAKTA BİR SAKINCA YOKTUR
DEVLETİN İHMALLERİ VE GENÇLİK
Sınırları Zorlarken 2025 Mesajı
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
DELİLER, DAHİLER, KAPILAR, KÖPRÜLER SEN BEN O
Fedakârlık sırası yüksek gelir gruplarında…
DÜNYA EDEBİYATLARINDA ŞEHİR VE ŞEHİRLİ İNSAN
KAİNATIN AŞKI
Kaybedilen İki Puan
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Alfa Romeo Junior
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Türkiye'de Abdulhamid'ten beri ilk defa basına karşı ciddi anlamda acımasız davranılıyor.
30 yıllık istibdat dönemi olarak nitelendirilen baskıcı döneme bile rahmet okutacak derecede basın susturuluyor bu ülkede.
AK Parti 14 yıllık iktidarında basın özgürlüğü konusunda iyi bir karne veremedi, bunu hangi Türkiye düşmanına sorarsanız sorun o da aynısını söyler!
Şöyle geriye doğru giderek düşünün…
Ak Parti veya Erdoğan'ı eleştiren hangi gazeteci susturulmadı?
Hangi muhalif gazete kapatılmadı?
Sadece gazeteler değil, dergiler de hakeza öyle…
Sadece yazılı basın değil, görsel basın yani televizyonların ekranı karartılmadı mı?
Sosyal medyada tek bir tane Erdoğan'ı eleştiren bulabilir misiniz?
Erdoğan'ın talimatıyla cezaevlerine atılan gazeteci sayısını duysanız şok olursunuz…
Türkiye maalesef basın özgürlüğü konusunda sınıfta kalmıştır.
Çağdaş dünyaya ayak uydurmayı istiyorsak, Avrupa Birliğine girmek, dünya devleti olmak istiyorsak, basın özgürlüğü konusunda yeni atılımlara ihtiyacımız var…
Örneğin, muhalif olan gazete ve televizyon yöneticilerini, gazetecileri, köşe yazarlarını, muhabirleri, spikerleri rahat bırakmamız, istedikleri şekilde Ak Partiyi ve Erdoğan'ı eleştirmelerine izin vermemiz gerekiyor ülke olarak.
Siyasilere de ciddi bir eğitim verip, eleştirilerden olumsuz etkilenmemeleri gerektiğini anlatmamız gerekiyor.
Hele ki, ciddi bir muhalefet partisinin olmadığı düşünülürse, basının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Muhalif basına eleştiri kapılarını sonuna kadar açalım ki, eleştirmenin, yanlışı görünce düdüğü çalmanın önemini iyice idrak etmelerini sağlayalım ki;
Türkiye'deki muhalif basın, terör örgütlerine destek vermenin, ülkenin sırlarını ifşa etmenin, devleti yönetenlere hakaret etmenin hatta ana avrat küfür etmenin gazetecilik olmadığını anlasınlar.
Gazeteci dediğin halkın doğru haber almasını sağlar. Yanlışı eleştirir, -isterse- doğru işlere de destek verir.
Evet, Türkiye'de basın özgürlüğü yok.
Çünkü Türkiye'de doğru dürüst basın yok!
Hükümetin yanlışını da, doğrusunu da görmezden gelen kim olursa olsun gazeteci olamaz…
Gazeteci özgür olmalıdır ki eleştirsin.
Kimisi hükümete göbekten bağlı yanlışı göremiyor, kimisi de Pensilvanya ayısına bağlı doğruyu göremiyor.
Özgür basın Hakka, adalete, vicdana bağlı olmalıdır…
Öğretmenlik Akademisi eğitim fakültelerine anlatılmalı
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Sesi çok çıkanın haklı sayılması
Devlet belediyelere dur demeli
Zulüm içimizde!
Konjonktür garantili kutuplaşma
Sorunlu değil sorumlu muhalefet
Savaş bize yaklaşıyor
Milattan önceki gençler