Affetmek büyük insanların, büyüklüğünü ifade etme biçimidir…
Size yapılan yanlışları affetmeniz affettiğiniz insanın, zaten içinde var olan yanlış yapma potansiyelini daha da artırmanıza yol açar…
Bu iki sözü kafamızda tartıp biçtiğimiz zaman affederek büyüklük derdine mi düşeriz yoksa yanlışların önüne geçebilmek için affetmemeyi şiar mı ediniriz?
Bir haber spikerinin veya ders anlatan öğretmenin dilinin sürçmesi ya da konuşurken öksürmesi sonucu, özür dilerim, demesi hepimizde olumlu etki oluşturur.
Ters açıdan bakalım…
Haber spikerinin izleyicileri aşağılaması ya da öğretmenin ders anlatırken öğrencilere hakaret etmesi neticesinde özür dilemesi kimsede olumlu etki uyandırmaz aksine onlara karşı kin beslenir…
Özür dilemeyi ayağa düşürmek, helallik istemeyi elde edeceği haksız konum için ‘aracı’ olarak kullanmak yanlış yapma potansiyeli olanlar için ne iğrenç bir durumdur.
Tüm bunlara rağmen, elimizi vicdanımıza koyarak, bu dünya, bu dünyadan ibaret değil diyerek, ahireti de düşünerek, olur ya belki gerçekten pişman olmuştur düşüncesiyle insanları affetmek gerekir mi?
Bu soruya doğru düzgün cevap verilmesi mümkün görünmüyor.
İnsanların genelinin düşüncesine bakılırsa, affetmek gerçekten bir erdemdir!
İnsanlar başkalarına akıl verirken bu erdem kelimesini sıkça kullanır.
Kendisine yapılan bir yanlışın affedilmesi istenildiğinde aynı erdemliliği göstermekte pek de mahir olmadıklarını görürüz insanların.
Bir defaya mahsus da olsa işlenen suçun boyutu önemli deriz. Aslında suçun boyutu o kadar da önemli değil.
Şu açıdan önemli değil: Eğer suçun boyutu önemli olsaydı, bir damla alkol veya çok az miktardaki alınan/verilen faiz haram olmazdı.
İnsanları affetmeyin, içinizde kin besleyin, affetmediğiniz her insan içinizde ur gibi büyür ve sizi zamanla öldürür, demek de doğru değil.
Herkesçe bilinen bir gerçektir bu!
Affetmek yeni yanlışlara kapı aralar.
Affetmemek de sizi içten içe öldürür…
İkisi arasında kalmak, arafta kalmak gibidir.
Büyük bir boşlukta hissedersiniz kendinizi.
Şahsınıza yapılan yanlışı affetmemek o kişiyle yakınınızda olmasa bile münasebetinizi kesemeyeceğiniz anlamına gelir.
Affetmek de size olmasa bile affettiğiniz kişinin başkasına yanlış yapacağı anlamına gelir.
Konuyu Bülent Arınç denilen mahlûka getirmek istiyorum…
Cumhurbaşkanımızdan af dilemiş, helallik istemiş…
Bence Cumhurbaşkanımız hemen affetmeli, hakkını da helal etmelidir!
Zira bizim devletimiz kendisine yapılan yanlışı affetmeyerek soysuzlarla münasebetini sürdürmek zorunda kalır.
Affetsin ve “âdeme mahkûm” etsin…
Öyle bir affetsin ki aç köpekler gibi dağ başlarında uluyarak can versin bu tür mahlûklar…
Ve devlet, en yakındaki insanların nasıl bir affedilme cezasına çarptırıldığını cümle âleme göstersin…