RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Peygamberimiz (s.a.v.) en net cevabı aldığını bildiğinden Hz. Ömer (r.a.)'a sorar:
-En çok kimi seviyorsun ey Ömer?
Hz. Ömer (r.a.) hiç tereddüt etmeden cevap verir.
-Kendimi ey Allah'ın Elçisi.
Allah Resulü vahiyle (Ahzap, 33/6):Peygamber mü'minlere kendi canlarından her konuda tercih edilmeye ve sözü dinlenmeye daha yakın ve daha layık olandır.) kendisine bildirilen konumunu H.z. Ömer'e hatırlatır, bunun üzerine O:
-Şimdi seni kendi nefsimden daha fazla seviyorum ey Allah Elçisi der.
İnsan fıtraten en çok kendisini sever.
Bu yüzden İslam'ın en etkili emirlerinden birinde bu vurgu ön plana çıkar.
"Müslüman kendisi için istediğini kardeşi için istemedikçe kâmil mümin olmaz.”
Yine Peygamberimiz ölüm riski olan bir harpten normal hayata dönerken;
"Küçük cihattan büyük cihada dönüyoruz” demişti.
İnsanın hayatta en büyük vazifeleri önce kendisinden başlamak üzere sonra en yakındakilerden devam eden; dar daireden halka halka geniş dairelere açılan bir silsile halinde sıralanır.
İnsanın en büyük davası: En büyük felaket olan Cehennemden kurtulmak veya Allah rızasını kazanarak en büyük saadet olan Cennete girebilmektir.
Global bir köy haline gelen dünyada uzakları yakın yakınları uzak ettik.
Aynı evde bir camdan kafeste birbirimizden bağımsız, uzak ve soğuk hayatlar yaşar olduk.
Bir de masal uydurduk.
"Mum dibine ışık vermez” diye.
Dibine ışık vermeyen mum başkasına güneş olsa ne Allah nezdinde ne de kullar arasında itibarsız, şahsiyetsiz, akılsız bir kişidir.
Mutluluk anayasası ilk dört madde sıralamasıyla birlikte değişmez:
1.Önceliğimiz: Aşkın Varlığımız Rabbimiz
2.Önceliğimiz: İçkin Varlığımız Eşimiz
3.Önceliğimiz: Taşkın Varlıklarımız Çocuklarımız
4.Önceliğimiz: Taştığımız Varlıklarımız Anne/Babamız.
Allah Teâlâ da bu aşamayı onaylıyor:
"Sana en yakın olan insanları uyar.” Şu'ra, 26/214
Buradaki "nezir” kendini ne yakınlarından başlayarak "nezret/ada” anlamını da taşır.
Yakınlarına kendini adamayan, adayamayanın başkalarına kendini adaması murdar olur.
Eyyy dünyayı kurtarıp evlerini ihmal eden dava(!) insanları.
İbret almaz mısınız?
Why Did We Keep the Distant Near and the Near Far Away?
Our Prophet (pbuh) knew that he had received the clearest answer. He asks Omar (r.a.):
-Who do you love most, Omer?
Hz. Omar (r.a.) answers without hesitation.
-Myself, O Messenger of Allah.
The Messenger of Allah, through revelation (Al-Ahzab, 33/6): The Prophet is the one who is closer and more worthy of being preferred and listened to in every matter by the believers). He reminds Ömer, whereupon he says:
-Now I love you more than myself, O Messenger of Allah.
A person inherently loves himself the most.
That's why this emphasis comes to the fore in one of the most effective commandments of Islam.
"A Muslim cannot become a perfect believer unless he wants for his brother what he wants for himself.”
Again, while our Prophet was returning to normal life from a war with a risk of death;
"We are turning from the little jihad to the big jihad," he said.
A person's greatest duties in life are, starting with himself and then continuing with those closest to him; They are arranged in a sequence from narrow circles to wide circles.
The greatest cause of man is to be saved from Hell, which is the greatest disaster, or to enter Heaven, which is the greatest happiness, by gaining the consent of Allah.
In the world that has become a global village, we have kept the distant and the near distant.
We lived independent, distant and cold lives in the same house, in a glass cage.
We also made up a fairy tale.
"A candle does not give light to its bottom".
If a candle that does not shed light at its base were a sun for someone else, it would be a disreputable, impersonal, and unintelligent person neither in the eyes of Allah nor among His servants.
The happiness constitution does not change with the order of the first four articles:
Our 1st Priority: Our Transcendent Presence, Our Lord
Our 2nd Priority: Our Inherent Being, Our Spouse
Our 3rd Priority: Our Abundant Assets, Our Children
Our 4th Priority: Our Assets We Carry, Our Mother/Father.
Allah Almighty also approves this stage:
"Warn the people closest to you.” Shu'ra, 26/214
The word "nezir" here also means "nezret/island", starting from one's relatives.
For those who do not and cannot devote themselves to their relatives, it becomes unclean for them to devote themselves to others.
Hey people who save the world but neglect their homes.
Won't you take a lesson?
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?