RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Gençleri genelde motive etmeye çalışırken, bazen de eleştirirken çok kullandığımız bir beyit var:
"Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!”
(Fetih Marşı, Arif Nihat Asya)
Madem hem motive hem de eleştiri için kullanılıyor, o halde Sultan Mehmet'i gençlerimize en iyi şekliyle tanıtmak gerekiyor.
Çağ açıp, çağ kapatan Sultan Mehmet'in en önemli özelliği iyi eğitim almasıydı.
Ve bu eğitimin merkezinde "öğrenmeyi öğreten” hocalara ve kitaplara sahip olması duruyordu.
Allah tarafından Hz. Âdem (a.s.)'e esmanın (eşyanın mahiyeti) öğretilmesi (Bakara, 2/31) ile varlık (ontoloji), bilgi (epistemoloji) üzerine oturdu.
Böylelikle bilginin de iki temel kanalı oluştu: Vahiy ve Akıl.
Akıl/Nakil dengesi kadim tartışma konularımızdandır.
İslam düşünce tarihinde ilk akılcılar diyebileceğiz Mutezile'nin ortaya koyduğu olumsuz performans kaynaklı, akla karşı oluşan direnç günümüzde de devam etmektedir.
Mutezile mensuplarının en büyük hatalarını iletişim konusunda yapmışlardı. Fikir ve düşüncelerini siyasi desteği arkalarına alarak "dikte” etmeleri ve yaşattıkları "mihne dönemi” onların en büyük hatası olarak tarihe geçerken; mihneye karşı yapılan karşı darbe en büyük zararı akıl/nakil dengesine vermiş ve olumsuz etkisi günümüze ulaşmıştır.
Mutezile mensuplarının yanlış iletişimi aklın prematüre doğmasına yol açmış; ortaya çıkan sonuçlar bugünü etkilediği gibi yarını da etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.
Akıl ve Vahiy bir kuşun iki kanadı gibi denge ve uyum içerinde birlikte hareket etmesi geren bilgi kanalları.
Biri biri-siz olmaz, biri olmadığında diğeri de eksik olur.
Bediüzzaman Said Nursi bu mecburi ilişkiyi şöyle dile getirir:
"Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder." (Münâzarat)
Kuşun ilk hangi kanadının çırpması konusunda önceliği ise akla veriyordu Bediüzzaman:
"Takarrur etmiş usuldendir: Akıl ve nakil teâruz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akıl, akıl olsa gerektir." (Muhakemat, Birinci Makale, Birinci Mukaddeme)
Akıl (beyin) ve kalp (vahiy) el ele verdiğinde insan denen makine gerçek anlamda çalışıyordu.
Tarihte kalıcı iş yapanlar; ister âlim, ister devlet adamı olsun hepsinin temel özelliği iki kanatla uçanlardır.
Vahiy dışarıdan gelen akıl, akıl içeriden gelen vahiy diye düşüneler geriye bir şeyler bırakıyorlardı.
Yazımızın başlığı olan cönk (el çantası)ün sahibi olan Fatih Sultan Mehmet akıl-nakil dengesi sağlamaya çalıştığı dört kitabı sürekli yanında taşımıştı.
Bu kitaplar orijinal halleriyle Nur-u Osmaniyye Kütüphanesinde bulunuyor:
İbn-i Sina-el- İşarat = Nazar yönteminin kurucu ve zirve metnidir.
Gazzali-Tehafüt-ü Felasife = Nazar yöntemine güçlü Eş'ari eleştiri metnidir.
Sühreverdi-Hikmet-i İşrak = Müşahede ve nazari geleneğin birleştirilmesini öneren İşrakiyye geleneğinin anlatılır.
Konevi-Miftah'ul Gayb = Müşahede geleneğini merkezi alarak nazari geleneği yeniden yorumlayan ekberi geleneğin zirve metnidir.
Aklı ve nakli bilgiyi etkin kullanan Fatih Sultan Mehmet, idareye geçmeden önce doğunun ve batının bütün tecrübesini okudu.
Arapça, Farsça, İbranice, İtalyanca, Yunanca ve Latince dillerini o dile ait eserlerden Türkçeye tercüme yapacak kadar iyi biliyordu. O zaman ki dünyada geçerli diller bunlardı.
İstanbul'u fethettiğinde Bizans kralı olan Konstantin'in oğlu yoktu. Abisi Teodor'un üç oğlu vardı. Fatih bunlardan Müslüman olan ikisine Has Murat Paşa ve Mesih Paşa'ya devlette önemli görevler verdi.
Bizans tecrübesini yanında tutmayı başarmış, aleyhinde kullanmayı engellemiş bir aktif aklın yanında devlet idaresindeki 30 yıl boyunca 25 sefere çıkacak kadar hareketli bir insandı.
Bu 25 seferde 2 imparatorluk, 4 krallık, 11 prensliği devletine katmıştır.
Aklı ve kalbi birlikte kullanıp hayatı boyunca güzel işler yapanlara yönelik misaller çoğaltılabilir.
Eğitim sistemi; gençlerimizin "el çantası”na bu çeşit "öğrenmeyi öğreten” kitaplar koymuyorsa; onlara Arif Nihat Asya'nın "Fetih Marşı” nı okumak hamasetten öteye geçmez.
To Make Mehmets "Conquerors”…
There is a couplet that we use a lot when we try to motivate young people and sometimes criticize them:
"Walk; why are you still playing the game?
You are at the age when Fatih conquered Istanbul!”
(Anthem of Conquest, Arif Nihat Asya)
Since it is used for both motivation and criticism, then it is necessary to introduce Sultan Mehmet to our youth in the best way possible.
The most important feature of Sultan Mehmet, who opened and closed the age, was that he received a good education.
And at the center of this education was having teachers and books that "teach learning".
by Allah, Being (ontology) was based on knowledge (epistemology) with the teaching of esma (the nature of things) to Adam (a.s.) (Baqara, 2/31).
Thus, two main channels of knowledge were formed: Revelation and Reason.
Mind/Transfer balance is one of our ancient discussion topics.
The resistance to reason due to the negative performance of Mutezile, who can be called the first rationalists in the history of Islamic thought, continues today.
They made the biggest mistakes of the members of the Mutezile in communication. Their biggest mistake went down in history as their "dictation" of their ideas and thoughts with political support behind them and the "mihne period" they lived through; The counter-coup against the mihne caused the greatest damage to the mental/transplantation balance and its negative effect has reached today.
Miscommunication of the members of the Mutazila caused the mind to be born prematurely; it seems that the results will continue to affect tomorrow as well as today.
Reason and Revelation are channels of information that must move together in balance and harmony like the two wings of a bird.
One is not one-you, and when one is absent, the other is incomplete.
Bediuzzaman Said Nursi expresses this obligatory relationship as follows:
"The light of conscience is religion. The light of the mind is the spirit of civilization. Truth manifests itself with the cooperation of both sides. With those two sides, the patronage of the student relents. When they slander, bigotry in the first, cheating and doubt in the second." (Debate)
Bediuzzaman gave priority to which wing of the bird flapped first:
"It is from the method that has made a mistake: When the mind and the narration conflict, the mind is interpreted as the main respect and the transmission. But that mind must be the mind." (Reasoning, First Article, First Preamble)
When the mind (brain) and heart (revelation) went hand in hand, the machine called the human actually worked.
Those who do permanent business in history; Whether they are scholars or statesmen, the main feature of all of them is that they fly with two wings.
Those who thought that the revelation was the mind from the outside, the mind was the revelation from the inside, were leaving something behind.
Fatih Sultan Mehmet, the owner of the cönk (handbag), which is the title of our article, always carried four books that he tried to balance the mind-transplantation with him.
These books are in their original form in the Nur-u Osmaniyye Library:
Ibn-i Sina-el-Isarat = It is the founding and summit text of the Evil Eye method.
Gazzali-Tehafüt-ü Felasife = It is a strong Ash'ari criticism text to the evil eye method.
Sühreverdi-Hikmet-i İşrak = It describes the tradition of İşrakiyye, which proposes to combine observation and theoretical tradition.
Konevi-Miftah'ul Gayb = It is the peak text of the akbari tradition, which reinterprets the theoretical tradition by taking the tradition of observation as the center.
Fatih Sultan Mehmet, who used his mind and knowledge effectively, read all the experiences of the east and the west before going to the administration.
He knew Arabic, Persian, Hebrew, Italian, Greek and Latin languages well enough to translate works of that language into Turkish. These were the languages that were valid in the world at that time.
Constantine, who was the Byzantine king when he conquered Istanbul, had no sons. His older brother Theodore had three sons. Fatih gave important duties in the state to two of them, Has Murat Pasha and Messiah Pasha.
Besides an active mind that managed to keep the Byzantine experience with him and prevented it from being used against him, he was an active person enough to go on 25 expeditions during his 30 years in state administration.
In these 25 expeditions, he added 2 empires, 4 kingdoms and 11 principalities to his state.
Examples can be multiplied for those who use their mind and heart together and do good deeds throughout their lives.
Education system; if our young people don't put these kinds of " teaching to learn" books in their "handbag"; Reading Arif Nihat Asya's "The March of Conquest" to them is nothing more than heroism.
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?