RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Kullan ya a kaybet!
Hayatın değişmez kuralıdır.
Sünnetullah (tabiat kanunları) değişmez, kader hükümleri kesindir.
Kaderimiz bu değişmez kadere karşı duruşumuzla belirlenmiştir ve bize bağlıdır.
Kâinatta zerrenin dahi israfına müsaade edilmeyen bir hikmet eli işliyor.
Nimetler kullanana, hakkını verene daha ziyadesiyle veriliyor, kullanmayan israf ettiği için derhal elinden alınıyor. Otomatik vites gibi yolun hakkını veren vites atıyor, veremeyen…
Size sunulan nimetleri yerinde/zamanında hakkıyla kullanır, bir üst levele geçer ya da ebediyen, geri gelmemek üzere kaybedersiniz.
Kaslarını kullanırsan güçlenir, kemiklerini korur, dizinde belinde v.b. başka eklem bölgelerinde hastalıklar oluşmaz, son nefesini diri; ele avuca düşmeden zinde verirsin.
Beyin de paraşüt gibidir açılmadan çalışmaz.
Beynini kullanırsan kendini ve kâinatı tanır, şifreleri çözer, buraya kıyasla ahireti, cennet/cehennemi anlar, mutlu, huzurlu anlamlı bir ömür sürersin.
Kalbini kullanırsan önce yaratanı tanır, bulur, sever, sonra da; yaratılana yayarsın şefkatini ve kainatla ünsiyet eder, mutmain olursun.
Küfür, nimetin üstünü örtmek, onu görmemek ve kullanmamaktır.
Cehil, aklı ve kalbi kullanmayıp sadece nefsin peşinde kâinatın halifesini basit zavallı bir kavvad çukuruna yuvarlamaktır.
Küfür+cehil, kâinatın her tarafından Rabbi Rahimimizin sürekli gönderdiği şifrelere karşı modemimizi kapatmak, sürekli çevrimdışı kalmaktır.
Kâinattan gelen şifreleri manaya döken modemimiz Kur'an-ı Kerim'dir.
Ona sırt çevirmek çevrimdışı kalmak, Yaratandan ve yaratılandan gafil yaşamaktır.
Her nimetin şükrü kendi cinsindendir.
Onu yaratanın istediği biçimde kullanmak şükrünü ifa etmektir.
Hamd de bize verilen her şeyin verenin rızasına mutabık kullanarak bir üstüne ulaşmak ve sonunda ebedi âleme kavuşmaktır.
Modemimiz Kur'an-ı Kerim "kullan ya da kaybet!” manasını açıkça şöyle haykırır:
"Hatırlayın ki, Rabbiniz size şöyle buyurmuştu: "Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artırırım, eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” İbrahim, 14/7.
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?