KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
Üzerimize boca edilen kötü haberler
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
AK EYLESİN
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
25. EVREN DENEYİ VE İNSANLIĞIN KARANLIK GELECEĞİ
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
NAMAZ; İSLAM DİNİNİN DİREĞİDİR
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
7. yüzyılda Mekke/Medine'de Hz. Peygamberin temellerini attığı İslam Ümranı, 6 asır sonra 13. Yüzyılda zirveyi Doğu'da Anadolu Selçuklu Devleti'nde Konya ve Batı'da Endülüs'te Kurtuba'da yaşadı.
Konya ve Kurtuba dünyanın her tarafından değerli insanları kendisinde topluyor ve tüm zaman ve mekanlara ulaşacak değerler üretiyorlardı.
Bugün dahi maddi/manevi beşeriyetin ulaştığı bütün değerlerde Konya ve Kurtuba'nın izlerini açılıkla görebiliriz.
İbn Tufeyl'in İbni Sina'dan alıp geliştirdiği, ontolojinin üzerine oturduğu epistemiyolojinin 2 temel kaynağı olan Nazar(akıl) ve Müşahede(kalp) yönteminin harika bir şekilde harmanlandığı Hay bin Yakzan'a; Batı ancak 18. Asırda Daniel De Foe'nin Hay bin Yakzan'ın kötü bir takliti olarak koyduğu Robertsone Crouse ile cevap vermeye çalıştı.
Batı reform ve rönesansı İslam dünyasından tercüme ettiği 60 bin ciltlik İslam literatürü üzerinde kurdu.
Kurtuba'yı ihya ve inşa etmemiz zaman alacağından ve Kurtuba'nın yeniden inşası Konya'nın diriliş ve ihyasına bağlı olduğundan biz 35 yıldır yaşadığımız şehir Konya üzerinde duracağız.
Konya 13. Yüzyılda; Maturidi ve Hoca Ahmet Yesevi gibi zatların ehli beytten alıp yoğurdukları İslam anlayışını Belh'ten gelen Mevlana Celaleddin Rumi, Tebriz'den gelen Şems-i Tebriz'i, Tiflis'ten gelen Hubeyş et-Tiflîsî, Semerkant'tan Şemşeddin Semerkandi, Sührevend'den Ebû Hafs Ömer Sühreverdî, Şiraz'dan Kutbuddîn Şîrâzî, Musul'dan Esîrüddîn el-Ebherî, Azerbaycan'dan gelen Siraceddin Urmevi ve Ekmeleddin Nahçevani, Malatya'dan gelen Sadreddin Konevi ile; Endülüs birikimini ise Muhyiddin'i Arabi ile birleştirmişti.
Bu birikim, Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkentini siyasi, bilim, kültür ve sanat açısından dünyanın zirvesine yerleştirmişti. Konya 6 asırlık İslam birikiminin meyvelerini toplamış ve Osmanlı ile zirveyi sabitlemiş ve Toynbee'nin ifadesiyle yok edilemeyecek ancak durdurulabilecek bir ümranın ilkeleri ve temelleri atılmıştı.
Selçuklu başkenti Konya'da en önemli unsur olan 24 ciddi Medrese ile yapılan eğitim tamamen gönüllülüğe dayalı vakıf kültürü ve desteğiyle yapılıyordu. Bugün de modern dünyada da en iyi eğitim kurumları tamamen siyasetten bağımsız vakıf sistemiyle işliyor.
Selçuklu'nun başkenti Konya; Mekke'de dar-ul erkam, Medine'de ashab-ı suffe'den, Bağdat'ta beyt-ül hikmelerden, Kahire'de el-Ezher'den, Dımaşk'tan, Merv'den, Kayrevan'dan, Buhara'dan, Taşkent'ten, Çimkent'ten, Tirmiz'den, Serahs'tan, Keş'ten, Harizm'den, Nesf'den, Andican'dan, Farab'tan, Merağa'dan, Cend'den, Kurtuba, Toledo, İşbiliye, Gırnata, Maleka ve Nizamiyelerden aldığı tecrübeyi yoğurmuş ve hayat macunu haline getirip insanlığın dikkatine sunmuştu. Zira İslam dünyası 13. Yüzyılda ve diğer yüzyıllarda farklı siyasi devletlere sahip olsa da ilim, ümran ve sanat açısından tek bir ümmet gibi alışveriş içerisinde olmuştur.
İbn Haldun'un "ilim senedinin ittisali ümranın şartıdır” sözü fiilen yaşanmış, Hz. Peygamberin tamamladığı ümranın kodları zihin ve gönüller üzerinden asırlar arası taşınmıştır.
Eğitimde; Vakfın gelirleriyle harcamalar yapılıyor, mekanın teşekkülü tesis ediliyor, barınan öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılanıyor ve ders veren hocaların maaşları ödeniyordu.
Selçuklu medreselerinin nadide örnekleri; Konya'yı besleyecek şekilde teessüs etmiş, Erzurum, Amasya, Kayseri, Sivas, Tokat, Nevşehir, Aksaray, Afyonkarahisar ve Isparta'da da benzer örnekleri vardı.
Peki bugün Konya 13. Yüzyılda ulaştığı zirveyi görebilir mi?
Ben çok kısa sürede bu mirası yeniden ayağa kaldırıp dünyanın zirve şehri olacağımıza inanıyorum Bunun için önerilerimi sıralamak istiyorum:
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?
Beyin-Beyincik-Vicdan=Yasama-Yürütme-Yargı
Geçmek mi, Kalmak mı?
Metafor (Mesnevi/Kabak Metaforu)
İnanç/Düşünce/Ahlak