RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Son bir ay içerisinde Batman ASPİM ve Konya ADEF’in organizasyonu ile Batman, Sason, Pazarcık, Kahta ve Besni’de ‘Aile Huzur ve Mutluluğu için 9 S ‘ konulu konferanslar verdim.
Yine yakın tarihte Niğde, Adana, Gaziantep, Ordu, Denizli gibi illerde aynı konuda konferanslarım oldu.
Dolayısıyla Büyükşehir, Şehir ve ilçeleri yakından tanıma ve kıyaslama imkanını buldum.
Küçük yerlerin bu gibi eğitim, kültür ve sosyal faaliyetler çalışmalarına daha fazla ihtiyacı olduğunu gördüm.
Çoğu zaman bu ihtiyaçlarını bulundukları yerlerde gidermeyenler büyükşehir ve şehirlere göç etmeyi tercih ediyor.
O halde şu gerçeği tespit ederek tüm kalkınma plan ve projelerini ona göre dizayn edelim.
Kalkınma da öncelik küçükten büyüğe doğru yapılmalı.
Sosyal devlet halkının tüm ihtiyaçlarını ayağında sunarak göçün önüne geçmek için seferberlik ilan etmeli.
İnsanlar yaşadıkları topraklarda nüfuslarına göre tüm eğitim, kültür ve sosyal imkanlara mutlaka kavuşturulmalıdır.
Göç çoğu zaman insanlarda telafisi imkansız yaralar açıyor.
Bir kırsal kalkınma örneği olarak bizzat görüp incelediğim Yaylacık (Nuzumla) köyü örneğini vermiştim.
Türkiye’nin tüm mezra ve köyleri Yaylacık (Nüzumla) gibi ele alınmalı. Göç önce durdurulmalı, sonra geriye dönüş sağlanmalıdır.
İçinde doğup büyüdüğüm hemen yukarısından çıkan büyükçe suyu olan , sulak araziye sahip , cennet gibi köyümün 120 hanelerden 40 hanelere kadar gerilemesi durumun aciliyetini ortaya koyuyor.
Peygamber (s.a.v.) konuya şu şekilde dikkat çekmişti asırlar evvel. ’İslam garip başladı.
Garip devam edecek. Ne mutlu ! O gariplere’
Alemlere rahmet Nebi ; Kalkınma ve yatırımda önceliğin gariplere verilmesini berrak bir şekilde ortaya koymuştu.
Yine mescidinin hemen en yakın yerine , bitişiğine bu günkü anlamda ilk dezavantajlı gruplara yönelik kurum olan ‘ashabı suffe’ yi bina ettirmiş ve o garip-gureba,fakir-fukara,yetim , kimsesiz,yaşlı ve engellilerin ihtiyaçlarını kendi kızı Hz. Fatıma (r.anh.) nın ihtiyaçlarından daha önde tutmuştu.
Kızı kendisinde yardımcı istediğinde ‘kızım ben daha ashabı suffe’nin ihtiyaçlarını karşılayamadım’ diyerek öz kızının talebini ashabı suffe’nin talebinden sonraya atmıştı.
Bu dünyanın en sosyal devletinin , en sosyal başkanının bize verdiği net mesajdı aynı zamanda.
Öyle ise gelin tüm kalkınmaya yönelik plan ve projelerimizi toplumun kıyısından başlatarak merkeze doğru gelelim.
Gerçek kalkınma ve refahı tabana yaymanın yolu budur.
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?