RİM’İN DEDESİ
VATAN VE İSLAM ŞAİRİ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
Ticari ahlaksızlık enflasyondan daha hızlı yükseliyor
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
ÖZGÜRLÜĞE SELAM SURİYE
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Nasrettin Hoca’nın İzinde:AKŞEHİR
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
İnsanın ruh hali kendi kalbi gibidir.
Açılır ve kapanır.
Eskilerin "kabz” ve "bast” dediği olay budur.
Bu sebeple insan ilişkilerinde sabır, tahammül, şefkat, merhamet ve sükûnet çok önemli.
Kur'an'ı Kerim'de her insanın kalbine yerleştirilmiş olan "Gıll "(Hicr, 15/47) son nefese kadar bizi zorluyor ve zorlamaya devam edecek.
İnsan aslında akıl ve kalp kapasitesi itibariyle Rabbini dolunayı gördüğü görebilir, O'nu işitebilir…
Ancak imtihan gereği aklı ve kalbi besleyen duyulara sınır konulmuş durumda.
Bu sınırın hikmeti şudur:
Sınırlı duyularla elde ettiği bilgilerle sınırsız dünyayı anlamaya çalışmak, şahit olduğu alemden derlediği bilgilerle gayb aleminin sırlarını çözmek.
Akıl yürütme, tefekkür, tecrübe, gözlem ve deneyler sonucu Jeoloji (yer bilimi), Antropoloji(insan bilimi) Psikoloji(ruh bilimi), Fizik, Kimya, Matematik, Geometri, Astronomi gibi ilimlerle elde edilen ve edilecek olan bilgi ve buluşlara gelince bunlar da gayb-i izafiy(bilinebilir gayb)e dâhil edilebilir.
Şayet bu sayılanlarla bilginin önü kapatılmış olsaydı o zaman insan aklının ne anlamı kalırdı?
Fakat şunu da hemen belirtmek gerekir ki deneylerle azı sonuçlar elde etmek de gayb-ı mutlak'ı bilme anlamını taşımaz.
Bunlar dünyada insanlığa yaran olan ve insan gücünün ulaşabildiği sonuçlardır. İnsan gücünün sınırlı olduğu dikkate alındığı zaman bilinmeyenlerin bilinenlerden ne kadar çok olduğu ve bilinmeyenlerin sadece sonsuz bilgi sahibi olan Allah tarafından bilineceği konusu rahatlıkla anlaşılmış olur.
Özetle söylemek gerekirse Allah'ın öğrettiği ve bilinmesini murat ettiği şeyler bilinir. Bunun dışındaki şeyler mutlak gaybe aittir.
Onu da sadece Allah bilir.
Eskilerin tabiriyle insanın dünyadaki vazifesi "gaibin şahide kıyası” ile "bilinmeyen veya duyuların ötesinde bulunan bir şeyin bilinen yahut duyularla algılanan bir şeyle kıyas edilmesi” dir.
Cennette aklımızı ve kalbimizi besleyen sınırlar kaldırılacak ve "Gıll" insan kabinden ancak cennette çıkarılacak ve gerçek huzur ve mutluluğu tadacağız.
"Biz, o cennetliklerin kalplerindeki kinleri(gıll) çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıya otururlar.” Hicr, 15/47.
Kabz/Bast içerisinde sürekli kapanma ve açılma yaşayan bir psikolojiye sahip olan insanlarla muhatap olduğumuzda şefkati, merhameti, sabrı, suhuleti, feda-karlığı, Allah için sürekli çantamızda taşıyalım olmaz mı?
Allah insana insandan yansıyor.
İnsan kendi farkında olmasa da Allah'ın en çok esmasını yüzünden yansıtıyor.
Bu yüzden her insan; Hz. İnsan.
Yaratıcısının hatırına ve müjdelerine binaen sabra sarılalım.
Sabredenleri müjdele! (Bakara, 2/155), Benim için sabret! (Müddessir,74/7), Ben sabredenlerle beraberim. (Bakara, 2/153) Sabredenleri severim. (Al-i İmran, 3/146) diyor yaradanımız.
Allah; Sabır eşittir cennet diyor.
Daha ne desin!
Dünyada sabırlı günler, ahrette müjdeli günleri getirecektir inşaallah.
Contraction ve Expansion
A person's soul is like his own heart.
It opens and closes.
This is what the ancients call "kabz” and "bast”.
For this reason, patience, tolerance, compassion, mercy and tranquility are very important in human relations.
"Gıll" (Hijr, 15/47), which is placed in the heart of every human being in the Holy Quran, compels us until our last breath and will continue to do so.
A human being can actually see his Lord as he sees the full moon and hear Him, due to his mental and heart capacity...
However, due to the test, there are limits to the senses that feed the mind and heart.
The wisdom of this limit is this:
Trying to understand the unlimited world with the information obtained through limited senses, and unraveling the secrets of the unseen world with the information he compiled from the world he witnessed.
As for the knowledge and discoveries that have been and will be obtained through sciences such as Geology (earth science), Anthropology (human science), Psychology (spiritual science), Physics, Chemistry, Mathematics, Geometry and Astronomy as a result of reasoning, contemplation, experience, observation and experiments, these are also It can be included in the unseen (knowable unseen).
If the path to knowledge was blocked by these factors, then what would be the point of the human mind?
However, it should be noted right away that obtaining small results through experiments does not mean knowing the absolute unseen.
These are the results that are beneficial to humanity in the world and that human power can achieve. When we take into consideration that human power is limited, it can be easily understood that there are more unknowns than knowns and that the unknowns can only be known by Allah, who has infinite knowledge.
To put it briefly, the things that God teaches and wants to be known are known. Everything else belongs to the absolute unseen.
Only God knows that.
In the words of the ancients, man's duty in the world is "comparing the unknown to the witness" and "comparing something unknown or beyond the senses with something known or perceived by the senses".
In heaven, the boundaries that feed our minds and hearts will be removed and only in heaven will the "Gıll" human being be taken out of the cabin and we will taste true peace and happiness.
"We will remove the grudges from the hearts of those people of heaven. They all sit face to face on thrones as brothers.” Hijr, 15/47.
When we deal with people who have a psychology that is constantly closing and opening within the Kabz/Bast, shouldn't we always carry compassion, mercy, patience, tranquility, self-sacrifice in our bag for the sake of Allah?
God reflects from person to person.
Even though a person is not aware of it, his face reflects most of God's names.
That's why every human being is Hz. Person.
Let us be patient for the sake of our Creator and for the good news.
Give good news to those who are patient (Baqara, 2/155), Be patient for me (Muddessir, 74/7), I am with those who are patient (Baqara, 2/153) I love those who are patient (Al-i Imran, 3/146)).
God; Patience equals heaven, he says.
What more can you say!
God willing, patient days in this world will bring good news in the hereafter.
İman-Hikmet-Gayret-Tevekkül
Zıtlıkların Ortasında Vasatı Bulmak
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
Zahmetten Kaçarak Rahmete Ulaşılabilir mi?
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Polimat-Entelektüel
Önce Donanım (Hardware) Sonra Yazılım (Software)
İbretlik Bir Ölümden Ders Çıkarabilmek (Fetö Gerçeği)
Yaşlanma “Süreç Odaklı” Bir Gelişmedir ve Anne Karnından Başlar
Üçü Birleyebilir miyiz?