ÇÖZÜM SÜRECİ ÜZERİNE…

Dostlarım sık sık çözüm sürecine dair az yazdığımı,hatta bazıları hiç yazmadığımı ifade ediyorlar.
Ben de onlara aslında sürekli çözüm sürecine dair yazdığımı söylüyorum.
Nasıl devamlı çözüm sürecine dair yazdığımı sorduklarında ;
Şu misali vererek cevap veriyorum.
Çözüm süreci diye genelde toplumda algılanan ve konuşulan konular bataklıktan beslenen ve insanlara zarar veren canlılarla ilgili konular.
Bataklıktan beslenen ve insanlara zarar veren bu muzır mahlukatla mücadele edilmeyecek mi ?
Tabii ki edilecek. Ama sahici ve kalıcı bir çözüm onların beslendiği bataklığı kurutmak olmalı.
Koca Osmanlı Devleti’ni yıkan ve Yeni Cumhuriyetin gelişmesine sürekli engel olan problemlerimizin temeli 300 yıldan fazladır aynı problemler.
Bediüzzaman Said Nursi’nin 1910 larda tespit ettiği üzere bu problemlerin ana başlıkları;
Cehalet,
Zaruret(fakirlik),
İhtilaf.
Bu hastalıklara tedavi yollarını da tarif eder Üstad.
Reçete; Marifet(Eğitim-Öğretim) + Sanat (Üretim) + İttihad (ittifak,kardeşlik)
Yine Şam’da Emevi Camii Kebirinde 1910 da verdiği 100’e yakın ulemanın da dinlediği hutbede Batı’nın maddi gelişmede istikbale uçmasına rağmen Alemi İslam’ı orta çağda durduran 6 tane hastalığı tespit eder ve çözüm yollarını anlatır.
Tespit edilen hastalıklar şunlardır:
1.Ye'sin, ümidsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.
2.Sıdkın (doğruluğun) hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.
3.Adavete muhabbet.
4.Ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek.
5.Çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdad.
6.Menfaat-ı şahsiyesine himmeti hasretmek.
Çözüm yolları uzun olduğundan ve bir makale hacmini aştığından ilgilileri kaynağına havale ediyoruz.( http://www.saidnur.com/foreign/trk/risaleler/hutbe/hutbe.htm )
Hastalılara dikkat ettiğimizde hala yürümemiz gereken çok yol olduğu aşikardır.
Bana göre gerçek çözüm süreci 300 yıla yakındır yakamızdan düşmeyen bu hastalıkları tedavisinde yatıyor dostlar.
Bu hastalıkları tedavi ettiğimizde bize bu millete zarar veren o muzır mahlukat yaşam alanı, beslenme kaynağı, uygun ortam bulamadığı için kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Bu yol ve yöntem sabır, dikkat , çaba , gayret , emek ve uzun süreli projeksiyon isteyen bir çözüm sürecidir.
Ülke bu sürece girdi ve emin adımlarla yürüyor hamd olsun.
Eğitime en fazla kaynağın ayrılması çözüm sürecine yönelik en önemli adımdır.
Her İl’e Üniversite , havaalanı yapmak , derslik sayısını artırmak , eğitim ordusunun sayısını çoğaltmak duble yollar, hızlı tren v.b. gibi faaliyetler dev adımlardır çözüme doğru atılan.
Kürt ve Alevi kardeşlerimizin kronik sorunlarının tedavisine dair atılan adımlar kilometre taşlarıdır.
%99 müslüman olan ülkede İslam’ın yaşanmasına dair engellerin kaldırılması çözüme ciddi katkılardır.
Van’daki Akdamar’daki kilisenin açılması ya da Mardin’deki Deyrül Zaferan’ın mülklerinin iadesi azınlıkta olan vatandaşlarımıza yönelik olması gereken hamlelerdir.
1000 yıldan fazladır Anadolu’da iç içe , farklılarını zenginlik olarak görerek birlikte yaşayan ve bir zulm oldum mu Müslüman Haso, Hıristiyan Gebro’nun önce Yezidi Carcuro’ya destek çıktığı halklar kendine geliyorlar bu günlerde.
Biraz daha dikkat , itina , gayret , hassasiyet , sabır , azim bataklık kuruyor inşallah.
Bataklık tamamen kuruduğunda muzır mahlukat kendiliğinden inlerine çekilecek ve tüm halkları gerçek bir baharı iliklerine kadar hissedecektir.
Ha gayret ey halkım, bekleme sen de destek ver, sen de katıl, çözüme bir el de sen at.
Bir gün anlaşılır şiir
Çoğu gitti azı kaldı.
Ekmek gibi azizleşir
Çoğu gitti azı kaldı.


Yazarın Diğer Yazıları