VEFA VE GÜZEL

Bazı kelimeler vardır; hangi sözcükle yanyana dursa yakışır. Hangi cümlenin içinde geçse” evet ya” dedirtir . Vefa, öyle bir kelime işte…

Birkaç gün önce Türk Kızılay'ı ve Selçuklu belediyesinin ortaklaşa düzenlediği ANNA Turizm'in katkılarıyla görsel bir ziyafete dönüşen geçmişten günümüze yolculuk yaptığımız bir açılışa katıldık . Vefa ile Güzel'in birbirine en yakıştığı anlardan birisi idi. Proje; Anadolu'ya giriş tarihimiz 1071 kan bağışçısına ulaşmayı hedefleri arasına koymuş. Biz de bu sayının ilklerinden olmak için gönüllü olduk. Hediyeler de kan bağışlayanlar için çok özel düşünülmüş.

Cihadiye yüzüğü: Çanakkale savaşlarında yaralanan mehmetçiklere hizmet etmek için binlerce ev hanımı gönüllü olarak koşar. Savaş bittiği zaman verilen para ödülünü kabul etmeyen bu vefalı hanımlara; depolardaki İngiliz tüfeklerinin namluları kesilerek işte bu yüzükler yapılır.

Kardeş vatan Azerbaycan ve Türk bayrakları .

-Üzeri ayyıldızlı köstekli cep saati: Kızılay'ın zamanla yarışmasının saniyelerin önemini anlatırcasına…

Çanakkale'den günümüze Hilal-i Ahmer -Kızılay'ın yetiştiği, derman olmaya çalıştığı afetlerin ,acıların sergilendiği tarihi fotoğraflarla o anlara giderken çok güzel bir tiyatro çalışması ile zamanda mesafeleri kaldırıp, âna gidiyorsunuz…

Tam bu sergiden bir gün sonra İzmir'den acı haberi aldık. Tüm ülke İzmir olduk sanki… İlk dakikalar” ne olur ölüm olmasın” diye dualar ederken; her acı da yüreğimiz kanadı , her kurtuluş haberi bir müjde oldu ve işte vefa ile her şey yakıştı yine… Tüm Türkiye bir yürek oldu sanki, dualar arş'a yükseldi .

Devlet dakikalar içinde acının merkezinde idi. Halk birbirine kenetlenip, tek bir ses var mı diye sükût etti. Kızılay ,AFAD,UMKE ve sosyal kuruluşlar” neyin ucundan tutabiliriz, hangi yarayı sara biliriz?” diye çırpındı. Yıkılan binaların altında bir tek mucizeye ulaşabilmek için elleriyle beton yığınlarını kaldıran insanlarımız” siz ne güzelsiniz” dedirtti. Küçücük bir kediye ulaşabilmek için molozların altına giren AFAD gönüllüsü, bakanımızla konuşurken

binanın altından” siz köpekleri salın, ben kedi sesi çıkarayım” diyen küçük kızın sesi, göçük altında kalan yaşlı teyzeyi” geldik annem, buradayız” diye yatıştıran görevliyi,” elimi tutar mısın abla” diyen küçük kızın elini hiç bırakmayan UMKE hemşiresini, bir radar gibi molozların altında insan arayan ve bulan kahraman köpekleri ve daha pek çok mucizeyi vefanın görüntüsü olarak hafızamıza kazıdık. Konya'dan Büyükşehir belediye başkanı Uğur İbrahim Altay;” depreme yardıma gitmek istiyoruz” diyen yüzlerce telefon aldığını söylüyor. Ama Konya'dan ekipler gitmiş bile bir yarayı sarmaya.. Gurur duyuyoruz…

Vatandaşlarımıza; oteller, camiler, yurtlar, gönüllü olarak kalmaları için açıldı. Kızılay'ın sıcak yemek çadırları kuruldu.

Evet acımız çok büyük. Kaybettiğimiz her can yüreğimizi yaktı ama bir olmanın bir yaraya melhem olmanın, olamıyorsak en azından dua etmenin muhteşemliğini yudumladık.

Her zaman ve her mekanda ola- gelen olumsuz sesler olmadı mı? Oldu elbet .Hani acı kendi başına gelmeyince, kendisini nimetten sayan ya da o olaydan nasıl bir kendi görüşüne menfaat sağlarım peşine düşen üçbeş zavallı oldu ama vefanın yanında esâmeleri bile duyulmaz.

Güzelsin Türkiye… Edirne'den Van'a , Sinop'tan Hatay'a kadar.. Taşınla, toprağınla, göğünde uçan kuşunla, yerinde biten otunla, atan her yüreğinle biliyorum ki güzelsin…Düşene el uzattığın, yaraya melhem olduğun,akan kanı dur durduğun, ana- baba- kardeş -yâr olduğun için vefalısın, vefasın, güzelsin…


Yazarın Diğer Yazıları