İNCE SES
Lisedeyken bir öğretmenimiz vardı. Yazılı yapacağı zaman:
- "Bizim kızlarımız vicdanlı, hakkaniyetli; sizlerin kopya çekmeyeceğini biliyorum.” Der, başarı dileyerek masasına oturur, bizleri vicdanımızla baş başa bırakırdı.
En cevval ,mâhir kopya üstatları bile bu sözlerden sonra tek bir girişimde bulunmadan, alnının teriyle sınavdan çıkardı.
Tabii bunda öğretmenin kişiliğine, ders anlatımına, sergilediği tavra olan inancımızda çok etkiliydi.
O yüzden insanın fıtratındaki iyiliğe olan güvenim; çirkinlikleri duydukça yara alsa da hep tazeliğini korumuştur.
Aranızda belki benzer bir durumu yaşayanlar olmuştur. Minibüse bindiğim bir gün para vermek için cüzdanımı açınca hiç param olmadığını gördüm. Oysa gayet emindim paramın olduğuna. Cüzdanı ,ceplerimi defalarca kontrol etmeme rağmen bulamayınca” daha önceki bir yerlerde düşürdüm galiba” düşüncesiyle utanarak kaptana:
- Kusura bakmayın ; binene kadar farkında değildim, paramı düşürmüş olmalıyım, beni indirebilir misiniz lütfen” dedim.
Kaptanın babacan bir tavırla dönerek:
- Neden ayakların bu minibüsten hızlı mı? diyerek gülümsemesini unutamıyorum.” Olur mu öyle şey kızım, dertlenme hiç ,hepimizin başına gelir. Gel ;bugün misafirimiz olarak yolculuk et…”
Tabii ben o hattı tekrar kullanacağım bir zaman kendisini bulup özellikle ücretini götürmüştüm ama o günkü güzel tavrı hiçbir ücret ödeyemezdi..
O yüzden haberlerde kaçak elektrik kullanmak için trafoyu patlatanları, komşusuna eziyet olsun diye kapısına çöp bırakanları, alışveriş yaparken gördüğü her tezgahtan ağzına tadımlık(!!!) bir şeyler alanları, aldığı borcu bir daha hiç hatırlamayanları ya da insanları aldatıp, dolandırmayı yaşam mahareti sayanları vicdanları tozlu kabul ediyorum.
İyiliğe olan inancım o tozların bir gün silinebileceğini söylüyor. Yaşar Kemal diyor ya:
- "İnsan evrende gövdesi kadar değil yüreği kadar yer kaplar”
Biz; o gövde, akıl, nefs” menfaatim!!!” diye çığlıklar atsa da vicdanımıza, oradan gelen ince sese yüreğimizi dönelim.
Yazarın Diğer Yazıları