VAZGEÇMEYİN


Anneannem yanına her oturduğumda ellerimi ellerinin içine alır,  gözlerindeki tüm yaşanmışlıkları bana aktarmak istercesine dikkatle gözlerime bakar :
-"Aman yavrum ! gençliğine sahip ol "derdi .Bastığınız bir yere bir daha basmadığınız , zamanın sonsuzmuş gibi geldiği 17-20 li yaşlar da bu tür öğütler ; bir film çekimindeki sufle gibi o an tekrar etseniz , hatta duygulansanız bile hayatınıza geçirmediğiniz sesler olarak kalır . Gençlik devrilen bir bardaktaki su gibi hızla geçer , ihtiyarlıkta ise bardağın dibinde kalan 2- 3 damla su gibi yetersiz gelir her şey... O yüzden eğer hayatı seviyorsak ki ; elimizdeki biricik hazinemiz o , zamanı çar - çur etmemeli , hayatın zamandan ibaret olduğunu bilmeliyiz .
Gençlerin bir ileri bir geri alınan sınav tarihleri, onları şaşırtsa da hedefine kilitlenen insanlar için zorluklar başarının gereğidir.  Hikayeyi bilirsiniz ; bir çiftçi Hızır'la anlaşma yapar. "Tüm dünyayı rahat ettirebilmek için, hiç yoksul kalmaması için bana yardım et "der. "Bir yıl süreyle fırtına olmasın ,yağmur bol yağsın, kuraklık ,tohumları yiyen böcekler ,şiddetli rüzgârlar olmasın "diye şart koşar.  Çiftçinin istediği her şeyi yapar Hızır. Bir yılın sonunda çiftçinin sevinci görülmeye değer; ürün o kadar boldur ki. Çiftçi öğünür "on yıl insanlar çalışmasa bile hiç açlık olmaz bundan böyle "Ama ürün biçildiğinde kof olduğu ortaya çıkar ,içlerinde tek bir buğday bile yoktur. Çiftçi ;nerede hata yaptığını sorar .Hızır :
-Çok basit ,mücadeleyi engelledin .Tüm güçlüklerden arındırdın mahsulü bu nedenle kısır kaldı ...
Hayatımızda böyle . Gecenin de gündüz kadar gerekli olduğunu ,üzüntülerin sevinçler kadar vazgeçilmez olduğunu kabul etmek .Yaşamın ritmi; çelişki ve ikilemleri kavramak ...
En zorlandığımız anlardan biri meslek seçimi .Hani derler ya ;"arkadaşını söyle sana kim olduğunu haber vereyim " meslekte öyle . Bir insanın mesleğinden nasıl bir çevrede oturduğunu ,kaç para kazandığını, kimlerle sosyal ilişkilerde bulunduğunu ,nelerle ilgilendiğini, hatta yeteneklerini bile az çok tahmin edebilirsiniz ama tüm önemine rağmen gençlerimizin büyük kısmı hala meslek seçimini puan durumuna göre tesadüfi yapmaktadır .Oysa hayallerimizle aramıza duvarlar ören de ,inat edip kaldıran da biziz ...Eğer hayatımızda bir şeyler yolunda gitmiyorsa direksiyonun biz de olduğunu hep hatırlamalıyız .
Yıllar önce bir hocamız anlatmıştı :lisede (hepimizin sınıfında vardır ya) arkadaşları arasında biri 10 üzerinden değerlendirme de dokuz aldımı ağlarken , biz beş aldık mı tamam geçiyorum diye sevinirdik diyor. Ama çok geç kalmadan çok şükür anladım ki; o arkadaşım kendine on puanı layık görüp , ben on alacak biriyim derken ;biz kendimizi beşle puanlıyorduk. İnsanları başarıya götüren ; zekalarından çok azim ve kararlılıkları, hayata ve olaylara nasıl baktıkları .Ama önce kendi değerinin farkına varmaları...
Her üzüldüğünüzde ya da aksilikler üst üste geldiğinde ellerinize bakın , parmaklarınıza odaklanın . Orada gördüğünüz şey ,dünyada başka hiç kimsede yok . Ne kadar özelsiniz ...Gününüz ,siz nasıl görmek istiyorsanız öyle yaşanacak . Aynaya bakın ve şükür ederek sevin gördüğünüzü.
Hayatın penceresinden gördüğünüz her şey de sizin görüşünüze bağlı. Mesela ;bir karıncadan çevresindeki hayvanları sınıflandırmasını istesek ,nasıl bir sınıflandırma yapardı ?.
A) Aslan, kaplan ,çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu , zararsız hayvanlar
B)Piliç ,ördek ve kaz gibi yırtıcı hayvanlar.
Dünya üzerinde milyarlarca insan var . Birbirinden farklı ve benzersiz. Seni onların arasında yükseltecek tek  şey ; içindeki cevher ...
Kazananlar :
-Uç noktada düşünürler
-Eldeki işe odaklanırlar
-Yenilgileri kişilikle karıştırmazlar
-üretken olmayan fikirlerle zaman kaybetmezler -Zorluklara iyimser bir şekilde "hoşgeldin” derler .
-Geneli görürler
-Düşüncelerini belli kalıplar içerisinde sınırlamazlar -Onaylamalar ve reddetmeler karşısında yıkılmazlar
-Ara sıra kaybettiklerinde sonuçtan ders çıkarmasını bilirler ve
-ASLA VAZGEÇMEZLER
 

Yazarın Diğer Yazıları