UTANÇ!

"İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş olurlar…”

Kardeş; aynı karnı paylaşan, eski Türkler ‘deki kullanımı ile” karındaş” kelimesinden geliyor.

"Kardeş, gardaş ,karındaş”; nerede, hangi haliyle kullanırsak kullanalım, böyle hitap ettiklerinize” sen benim üzüntüsüyle tasarladığım, neşesiyle sevindiğim, elini hiç bırakmayacağım, düşünce tutacağım, hep iyi olsun diye uğraşacağım kişisin” demek isteriz.

Bu kelime gerçek anlamını ruhta bulur .Bedensel olarak aynı anne babadan dünyaya gelsen de eğer nefsine ,nefsindeki kin, haset, iktidar, hırs zehirlerine yenilirsen bir Kabil olma potansiyeline sahipsin. Kardeş değil "kindaş” olur kalırsın.

Yedi kat el olur; aynı anne- babaya sahip değilsinizdir ama kardeşliğe ait” ben de olmasa bile onda olsun” hissiyatını taşıyıp, aynı şeylere sevinip ,üzülüyorsan yaban değil yâren olursunuz.

Müjdecimiz, kurtarıcımız, rehberimiz, insanlık tâcı Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) "müminler birbirinin kardeşidir” buyuruyor. Yani birbirinin tutan eli, çarpan yüreği, desteği…

"Müminler” olarak özellikle belirtiliyor. İnsan olmanın gereği; tüm insanlara merhamet duymak, kötülük yapmamak, haklarını korumak şarttır ama müminler topluluğu Allah'a verdikleri kulluk sözünde gayret gösterenler; bu insanlar topluluğunun içinde birbirlerine özellikle kardeştirler. Acıları, sevinçleri, refahları aynı yöndedir.

Mümin ; diyorum çünkü Müslüman olmak ile mümin olmak aynı şey değil. Kuran'ın ifadesiyle” siz iman ettiniz ama mümin olamadınız” buyruluyor. Müslüman'ın kalbinde olmaması gereken kin, haset, ırkçılık, tamah yeşerebiliyor ve bunları tedavi etmezse; tüm ruhunu sarıp, onu "kötü” edebiliyor. Mümin ise Allah'ın kanunlarına uymakta, yasaklarından kaçmakta sabır gösterendir.

Müminlik kalitesini kaybetmiş olmalıyız ki 9 yaşındaki küçücük bir kız çocuğunun insanlık şerefini kaybetmiş bir mahlukun cinsel saldırısına uğrayıp, işkence edilerek, boynunda bir ağırlıkla öldürülüp, kuyuya atılmasına milliyetinden dolayı sırf "Suriyeli” diye duyarsız kalabiliyoruz.

Mümin her yüreğin yatağında uyuyan kendi çocuğunun başına gelmiş gibi yüreği yanması gerekmez miydi?……

Adalet ;misliyle muamele gerektirir. Bu insanlık utancı çocuk katillerinin en ağır şekilde cezalandırılması, idamı gerekir ki; bir daha can yakan, canının yanacağını bilsin.

Elbette güzel çocuk sen Allah'ın zarif misafirisin ve orucunu O'nun sofrasında iftar eyledin…

Biz ise dağların taşıyamadığı bu yükle kardeşliğimizi koruyamamanın mahcubiyeti ile insanlık utancındayız …..


Yazarın Diğer Yazıları