TARİHLER ÇAKIŞIYOR

Taksim camisinin açılış günü, bir dostum sosyal medyasına not düşmüş:” Ayasofya ibadete açılacak, Taksim meydanı bir cami ile daha da güzelleşecek… Gençlik yıllarımızın sloganı idi, gençler sizin sloganınız ne”

Hayatta peşinden koşacakları ve ayakta durmalarını kolaylaştıracak İdealleri, sloganları olan insanlar daha güçlü olurlar. Problemler; onlar için fırsatları bağrında taşıyan, her an rahmete dönüşebilecek bir yağmur bulutudur.

Kâinat, bizim bakmamız gereken, oku emri verilen ilk kitaptır. Zürafanın doğumu bu kitabın ders veren sayfalarından sadece birisi. Bir zürafa yavrusu annesinin rahminden yaklaşık üç metrelik bir yükseklikten aşağı düşer ve bu düşüş genellikle sırt üstü olur. Yeni doğmuş zürafa birkaç saniye içinde yüzüstü dönerek ayaklarını vücudunun altına alır. Dünyaya ilk defa bu şekilde bakar. Annesi yavrusunun üzerine eğilir ve bir dakika kadar bekler , sonra bebeğini ön ayaklarıyla tekmelercesine İteleyerek ayağa kalkmaya zorlar. Yavru zürafa ayağa kalkmadığı takdirde bu zorlu süreç defalarca tekrarlanır. Nihayet yavru zürafa, titrek bacaklarının üstünde ilk defa ayakta durmayı başarır. Bu sefer anne zürafa daha ilginç bir şey yapar. Yavrusunu tekmeleyerek tekrar düşürür, niye mi? Ona nasıl ayağa kalktığını hatırlatmak için. Eğer zürafa yavruları güçlenip anneleri ve sürüleri ile beraber hareket etmezlerse; onları yemeye hazır vahşi hayvanların en kolay avı olurlar. İdealleri olan insanlar da böyledir; yıkılırlar , debelenirler, darbeler alırlar ama asla vazgeçmezler.

Mayıs ayı tarihlerin çakışması ile ilginç bir ders vererek veda ediyor.

- 27 Mayıs :Anadolu insanının vefasının, irfanının asla unutmayacağı ve müsebbiplerini vicdanında temizlemeyeceği bir tarih… Bu ülkenin seçilmiş başbakanı” hiç kimseye kırgın değilim” diyerek gitse de o darağacına, bu millet taaa ciğerinden kırıldı o dar ağacına…

Her insan doğru ve iyi olmakla savunur kendini. Mutlak iyi ve mutlak kötü insan yoktur zaten. İnsan ruhu bu iki zıt kutbu bağrında taşır. Kendimize iyi diyebilmemiz için; ideallerimizi, savaşımızı, niyetimizi ve neye, ne adına hizmet ettiğimizi sık sık gözden geçirmeliyiz. Çoğu zaman insan;” ben vatana, millete hizmete uğraşıyorum” inancıyla kendi gücünü ilah edinme peşindedir ve gafilliği ile bir uyurgezer gibi yıktıklarını farketmeden dolaşır.

İçinde bulunduğumuz coğrafya; tarih boyunca bu ülkenin düşman sayısını bol tutmuştur.

27 Mayıs ülkenin güçlendiğini gören ve bunu istemeyen düşmanın bitmek bilmeyen çabalarının sonuçlarından biriydi. Darbeler ve heveslileri aralıksız deneseler de bu ülke evladı ayağa kalkmayı bildi.

28 Mayıs; gezi olaylarını "ben vatana hizmet ediyorum, doğayı savunuyorum” diyerek yapan gafillerin, ekonomiye ve ülkeye verdikleri 100 binlerce liralık zararla başlattıkları tarih… Bu tarihte açılan Taksim camii; bu ülkeye oynadığınız oyunlarınız, ülkenin evlatları tarafından hep bertaraf edilecektir demenin sembolü. Onlarca kilisenin, Sinegokun olduğu meydana müslüman mührü… Yüz yıldır "yapamazsınız!” sözüne karşı;” bu vatanın her karışı şehit evlatlarınındır” duruşu…

29 Mayıs; fetih … İyilik ve Hakk'a adanmışlık ;bir devir açar, bir devir kapatır. İdealleri olanlar 21 yaşında Fatih olur ,yön verir asra…

Ah! çok güzel gençler yetişiyor. Defalarca düşseler de; atalarından aldıkları ruhla tekrar tekrar deneyen, ayağa kalkan bir gençlik.

YOLUN SAHİBİ SİZSİNİZ…”


Yazarın Diğer Yazıları