NİMETİN KADRİ

Kin dolu senelerdi ; inandığın Kuran-ı Kerim'in bir ayetini başında taşıyorsan, okulun ancak bahçesine kadar girebiliyorsin hatta kampüsün güvenliğinde kabin içinde başının örtüsünü açabileceğin söylenirdi, bir lütufmuş gibi!!

Tıp fakültesi beşinci sınıfta okuyacak bir arkadaşım ne o komik, uydurma peruğu takabildi ne de Allah'ın ayetini terk edebildi. Uğradığı haksızlık en büyük hevesi, ideali olan doktorluk ile bağlantısını koparıp anca psikolojik destekle ayakta durabildi.

İmam hatip okullarında okuyorsan; fizik, kimya, matematik, biyoloji, tarih, inkılap bütün normal lise derslerinin yanında fazladan Kuran- ı Kerim, hadis, siyer, fıkıh, tefsir, hitabet okur ama bu fazlalıkların sistemde senin eksikliğin olur, kat sayıda seni 30 puan aşağı çekerdi. Aynı sınava girer ama ikinci sınıf insan muamelesi görür; tarihte kaldığını zannettiğin, kitaplarda okuduğun” kast” sistemini iliklerine kadar yaşardın.

Oğlunun kanlı elbiselerini, saatini, cebinden çıkan resimlerini devralan anne; vatanı için şehit olan kuzusunun acısını şeref bilip törene gittiğinde, başındaki başörtü engeli olur;” ben hangi vatana oğlumu kurban ettim” dedirtirdi.

" Değişiklik yapalım” diyorlar ya; biz o değişikliği 80 yıl iliklerimize kadar yaşadık. Çocuğunu hastanede rehin bırakan ailelerin gözyaşlarında, tedavi olmak, bir ilaç alabilmek için kuyruk bekleyen, hastane bahçesinde yatan hastaların gözyaşlarında,” örtümle okuyabilmek, en tabii hakkımı kullanabilmek istiyorum” diyen genç kızların gözyaşlarında, okuldan çıkınca pazarın köşesinde bir tezgaha geçip sebze satan öğretmenlerin alın terinde, yüzlerine bakılmayan ancak oy zamanı hatırlanan işçinin, memurun alın terinde bol bol yaşadık.Seksen yılda o gözyaşları ve terlerden bir okyanus oluşturduk. Bin yıllık kültürümüzden aldığımız güçle o okyanus bugünkü iktidarı getirdi.

Suyun içinde yaşayan balık suyun kadrini karada çırpınmadan bilmezmiş. Yirmi yıldır her gün güçlenen, kendi teknolojisini, sanayisini, hastanelerini ,arabasını, harp aletlerini, savunma gücünü kuran ve tüm dünyada sözü dinlenen bir devletin nimetlerini yaşayanlar; ezberlenmiş söylemlerle bu nimet okyanusundan karaya vurmak için uğraşıyorlar.

Ağaç kendini kesen baltaya bakar;” sapı kendimden” diye üzülürmüş. Bugün iktidara” istemezük "çığlıkları atanların pek çoğu; bu iktidar sayesinde ekonomik gücü arttıkça artan, itibarı yok iken itibar bulan, hoca- öğretmen olamazken olabilen, hastaneleri, köprüleri, uçağı, yolları en çok kullanan ama kör bir bağnazlık ve şımarıklıkla en çok küfür eden insanlar.

Ancak Allah verdiği her nimetin , her nefesin sorgusunu soracak olandır. ”Kavuştuğunuz nimete şükür etmezseniz; elinizden alırım ve sizi zalimlerle sınarım” buyurandır .

Bu yazıyı oyumu kullanmaya gitmeden önce yazıp teslim ediyorum. Pazartesi sabahı nimetin kadrini bildiğimiz bir sabaha uyanmak duasıyla…..


Yazarın Diğer Yazıları