NE MUTLU!

Aidiyet; insanın yemek , su, barınma ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarının hemen arkasından gelen en büyük isteği.

" Ben bu ülkenin toprağına, taşına hayranım; can verilecekler listemin başında gelir vatan” diyen biri kendini bu ülkenin parçası olarak görüyor, aidiyet hissediyorsa; nasıl sevinmez her gün bir tanesinin esintisini duyduğu gelişim rüzgarlarına?..

Karadeniz'den gelen doğalgaz haberleri, Şırnak'ta çıkan petrol müjdesi nasıl çığlıklar arttırmaz?.

Her haberde gözlerim yaşarıyor ve dilimden dökülüyor kalbimin istekleri:

" Bin yıldır islama hizmet eden; ümmetin hamisi, umudu olan bu millete, devlete Sen dünyaya yön veren adaletli büyük güç olmayı nasip et Allahım”..

Yolculuklarda enerji kaynağı rüzgar pervanelerini dağların üstünde görünce aklıma hep Don Kişot'un yel değirmenleri gelir. Artık özellikle Ege ve Marmara'nın neredeyse tamamı bu pervanelerle kaplı. Onların ürettiği elektrik , enerjimize çok büyük bir katkı sağlıyor.

Bir de tabii yenilenebilir enerji kaynaklarımız var; her gün daha ileriye taşıdığımız.

Konya'nın başını çektiği güneş enerjisi kaynakları gibi. Ovalarımızın üzerine yan yana dizilen bir asker edasıyla enerji üreten güneş panelleri.

Şanlıurfa'nın öncülük ederek; arkasından Elazığ, Artvin, Adana illerini sürüklediği hidroelektrik santralleri gibi.

En çok Aydın ,Manisa, Denizli bölgelerinin müsait olduğu; toprağın altındaki sıcak havanın, suyun enerjiye ,elektriğe dönüştürülerek seracılıkta, merkezi ısıtma ve soğutmada kullanılması gibi..

Tarım atıklarının, orman sektörü organik atıkların, hayvansal atıkların, şehir atık sularının oksijensiz ortamda çürüterek ,çeşitli su bitkileri gibi canlı biyolojik kaynaklar yoluyla elde elde edilen biyokütle (biomss) enerjisi gibi..

Her gün ülke olarak ayaklarımızı daha da sağlam bastığımızı gösteren, gücümüze güç katan gurur kaynakları..

Nasıl enerji üreten kaynaklar gibi enerjiyi tüketen yerler de var ; insanlar da böyle . Kimimiz geldiğimiz yere enerji verirken, kimimiz de hazır enerjiyi de emer, yok ederiz. Enerjiyi tüketen yerler yine bir sanayi dalında üretim yapar, ısıtır, ışık verir. Ya biz ?

Emdiğimiz enerji ile ne ürettik, neye destek olduk, hepsini telef mi ettik? Düşünmeliyiz .

Ben bu ülkenin kalkınmasına, bana sağladığı imkanlara seviniyor muyum ,yoksa sadece benim çıkarlarıma uymadığı, desteklediğim görüşü temsil etmediği için tüm enerjisini boşa mı veriyorum? Ne ürettim? Ne kadar faydalıyım? Ne kazandırdım?

Hani bazen sosyal medyada gördüğümüz” ülke bir şunu kaybetti, bu mesleği yapanı kaybetti” nidaları var ya ; neden biz çıkarlarımız azıcık sekteye uğrayınca başka ülkeye hizmet etmeyi, enerji vermeyi, olanına- olmayanına övgüler dizmeyi kendimize yakıştırıyoruz da ; vatanımızı yerden yere vuruyoruz?

Memnuniyetsizliğimiz sürekli iyilik ve güzellik gördükçe şımaran, daha fazlasını isteyen bir ruh şükürsüzlüğü mü?.

Ait olmak; aidiyet duyduğunu yüceltmek, eksilerini artılarına çevirmek için gayret etmek, korumak, geliştirmek ,hizmet etmek demektir. Gönül ibresinin ondan tarafa ağır basmasıdır.

Bu yıl ömrü olanın Türkiye adına göreceği çok güzellikler olacak. Aidiyet duyana, şükür edene, sevinene, enerjisi olana ne mutlu…


Yazarın Diğer Yazıları