Bitcoin altına rakip olabilir mi?
SEVGİ, İNSANA HAS BİR MEZİYETTİR!
HAK AŞIĞI AHMED-İ KUDDÛSİ
Yeni Bir Yıla
BİZ YAPTIK BİZ
“Ver Korkuyu” Değil; “Ver Coşkuyu”
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ
‘DİNDE ZORLAMA YOKTUR’ U NASIL ANLAMALIYIZ?
TÜRKİYE VE SURİYE: DAHA GÜZEL GÜNLERE
Batılı eğitim sistemi ne zaman iflas eder?
Araç satışında yetki belgeli esnafımız bu sistemden muaf olsun
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Oynamak İstemeyenler Varsa İsteyenler Oynasın
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -2-
Merhaba Yeni Suriye
Futbolun Yazılı Olmayan Kuralı…
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Alfa Romeo Junior
KONYALISIN ETLİEKMEK
Koşarak geldi delikanlı:
- Babacığım, ben polis akademisine gitmek istiyorum , senin gibi polis olacağım.
Çocuğun gözlerinde, babasına duyduğu hayranlıkla birlikte mesleğine karar vermiş olmanın ışıkları yanıyordu. Daha babası ağzını açmadan;
- Asla olmaz! Sen benim biricik oğlumsun, senin de diyar diyar yolunu mu bekleyeceğim? diye hüzünle karışık itiraz etti annesi .
On üç- on dört yaşlarındaki delikanlı henüz bunu anlayamazdı ama polis hanımlarının yürekleri hep sılaya hasret, gözleri kapıda, kulakları seste olurdu. Telefonun her evde olmadığı zamanlar, eşinin eve haber veremeden gittiği görevleri düşündü. Günlerce haber alamayıp bekleyişi, evde yeterli harçlığı olmadığı için ekmeği evdeki unun sonuyla yapışı, çocuklara evden beslenme koyarken zorlanışı geçti gözlerinin önünden… İmkanlar kısıtlı olduğu için, aniden göreve gitmelere karşın ya da ayın sonunu beklemek zorunda oldukları için, polislerin hemen her sokaktaki bakkallarla iyi münasebetleri olurdu. Maaş alındığında ilk uğranılan yer…
Kadının gözleri bulutlandı. Olaylara gittiklerinde acaba sağ salim eve gelecek mi diye bekleyişi geldi aklına. Üniversiteli gençlerin bir kavgasında; onları ayırayım derken, bir gencin elindeki sopayla beline vuruşundan dolayı iki kez ameliyat olmasına rağmen yine de bacağı hasarlı kalmıştı eşinin. Sonra karakol dönüşü her akşam baş ağrısıyla gelişi, çocuğu kaybolan babaların acılarını dindirip çare olabilmek için çabalayışı geldi aklına.
- Yok, yok oğlum; ben de bir yürek daha yok! Başka bir meslek bul…
Şaşkınlıkla bakan delikanlıya işaret etti adam:
- Gel, otur koçum .Anneler kıyamaz evlatlarına. Ben, senin gibi tek oğlan değildim ama (hanımına bakıp gülümseyerek göz kırptı) yinede annem polis olmamı istememişti ama ben hiç pişman olmadım. Pek çok şehir gezdim, her şehirde onlarca dost edindim ,ülkemin her yerinde hizmet etmek güzeldi. Annen şimdi böyle söylese de ; seni polis kıyafetleriyle görse eminim sevinirdi.
Kadının gözlerine inen bulutlar dağıldı, eşine bakarken hayranlıkla karışık bir gurur geldi yerine. Oğluna:
- Sen bana bakma delikanlım, bir polis eşi olmak, özellikle de baban gibi halka hizmet etmeyi Hakk'a hizmet sayan bir polisin eşi olmak çok güzel. Elbette zorlukları var ama bu halk polisini ,askerini tutkuyla sever; evindeki oğlunu, kızını, babasını sevdiği gibi sever, güvenir.
Delikanlı gözlerinin ışığını daha da bir yaktı…
- Evet, polis olacağım…
Ülkemizin her yerinde insanımıza hizmet eden; al bayrağı ,toprağı ve halkı uğruna canını verip şehit olan, gazi olan, emekli olan, hâlâ çalışan tüm polislerimizin ve ailelerinin polis bayramı 176. yılında kutlu olsun…. Vatan size minnettar…
BİZ YAPTIK BİZ
RİM’İN DEDESİ
AKILSIZ TELEFON
BİR FİŞ MESELESİ
SELFİE Mİ?
BİR ÖZÜR
TEŞEKKÜR
YA BİZ!
KAİNATIN AŞKI
FIRSAT