PAYİTAHTA RUH VERENLER
Konya için tehlike çanları çalıyor
HER NEFİS ÖLÜMÜ TADACAKTIR
PUZZLE
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR
Eğitim de denetim de şart
FACİALAR KADER DEĞİL
MODERN DÖNEM ARAP EDEBİYATÇILARININ TÜRKİYE VE TÜRKLERE BAKIŞI 1
Futbol hatalar oyunu derken bunu kastetmemiştik
Keyifsiz Maç, Ortada Hakem Yok
Felaketlerin İlk Adımı Suçlunun Masa İlan Edilmesiydi
SURİYE
Enflasyonu düşürmek için talebi öldürmek yerine, üretim arzındaki sorunlara çözüm aramalıyız
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -3-
TRAFİK SİGORTASINA YETKİ BELGESİ ESNAF ÇÖZÜMÜ
DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI: YEŞİL ÇAY
SULTAN VAHDETTİN’İN MEZARI TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Alfa Romeo Junior
" Bir hilal uğruna Yarab! Ne güneşler batıyor”
Müslüman olmanın güzelliğinin ölülerinize yansıması, yaralarınızı sarıp, sarmalamasıdır şehitlik… Kâinatın ete, kemiğe bürünmüş küçük bir özü olan insanın; büyüyebileceği en üst makamdan arşa kanat açışıdır.
"Hiç kimse ölümün acısını yaşadıktan sonra tekrar ölmeyi arzu etmez” buyurur kainatın efendisi. Sadece şehitler hariç; onlar, verilen makamın güzelliğinden binlerce canı olup tekrar tekrar vermeyi arzu ederler.
Bin yıllık tarihimizde yağmurlarla yarışır, şehit kanlarımız bu topraklarda… Hilalin, vatanın, bayrağın, namusun değeri kalbimizde imanla eşittir. O yüzden askerlerimiz düğüne gider gibi gönderilir kışlaya. Bilir ki; bu değerler uğurun da can verirse, toprak kokulanır, bir cennet bahçesi olup süslenir ona…
Diyoruz ya; Şehit oldu! Tamam mı? Değil! Hiç bitmeyen bir köz koydular annenin, babanın ciğerine.. Eve geç gelse; yatıp uyuyamayan, başına bir fenalık mı geldi diye tasalanan o insanlar; artık toprağa emanet ettikleri bir güneş için son nefese kadar yanacak.
Ah! bir de evliyse, nişanlıysa o şehit… Yarım kalan hayaller, artık acı bir lokma… Boğazın tam ortasında bir düğüm; ne kadar yutkunsa geçmeyen. Canının yarısı gitmiştir ,tutan eli, yürüyen ayağı felç, konuşan dili lâl olmuştur.
Ama en çok çocuklar ;”baba” der toprağa sarılır, gökyüzüne uzatır ellerini; gözlerine görünen babayı indirip sarılmak istercesine… Artık hep özlemek düşer sol yanlarına. En tatlı anlarında; mezuniyetlerinde, iş başarısında, yuva kurduğunda sızlar sol yanı.
Binbir zorlukla okutulup öğretmen olan ve vatanına hizmet için sevinçle görev yerine gelen Aybike gibi kaç canımız vardı bizim.” Seni öldüren de yoktur din iman "dedirten…
Kaç polisimiz, askerimiz, subayımız, savcımız, korucumuz, öğretmenimiz hain pusularda toprağa düştü. Ama anne- baba ve yâr dilinde tek bir cümle:
"Bir ölür bin doğarlar, vatan sağ olsun”
Biliriz ki ; her zerremiz onları özlese de ;cennet onlara aşık, süslenir, onları bekler. Onların emanetleri artık devletin ve hepimizin ailesidir. Devlet çocuklarını okutur, iş bulmada yardımcı olur, dul ve yetim aylıkları ile şehit yardımı ile destekler.Evladını, eşini, anne -babasını vatanına feda edenlere devlet; evlat, eş, anne- baba olmak için uğraşır. Şehit tahtından seyrederken; emanetlerime sahip çıkıldı desin ister.
Bir şeyin değeri; feda edilen ile ölçülür. Vatan; sen öyle bir güzelsin ki ,binlerce can feda ettik …Ve feda olan canlar öyle güzelsiniz ki; değeriniz vatan kadar…
ŞEHİTLERİMİZE VE AİLELERİNE BİNLERCE DUA İLE….
PUZZLE
İNSAN OLALIM
ÇORBA
ŞEHİTLERE SÖZÜMÜZ VAR
BURUK TESELLİ
AZ ‘I ÇOK YAPANLAR
KAPI KAPI
İNCELİKLER
KIR AĞASI
BİZ YAPTIK BİZ