İşini iyi yapan insanlara zaafım var, özellikle üzerine bir de tebessüm ekliyorlarsa..
Bence tevazu; insanı göklere çıkartan kanatlarıdır, yerinde, dozunda ve çıkarsız olursa.
Özellikle hizmet sektöründe çalışanların müşteriye güler yüz cimriliği yapmamaları şart.
Yeni işe alındığı belli tezgahtar kız müşteriye soruyor:
- Kaç tane kurabiye istiyorsunuz?
- 10 tane.
- Sadece 10 tane mi?
- Üç çeşit alacağım, onar tane.
Çeşidin biri olmayınca müşteri:
- Tamam o zaman, simit alayım diyor. Tezgahtar suratı asık bir şekilde :
-Baştan sadece 20 tane kurabiye alacağınızı söyleseydiniz keşke, büyük kutuyu kullanmazdım.
Kadıncağız:
- Üçüncü çeşidiniz olsa ondan da alacaktım, diyor ama mahcup bir eda ile …
Oysa kutuyu değiştirmek zor bir iş değil.
İnsanın işini sevmesi büyük bir nimet ama sevmiyorsan dahi mecbur olduğun işi şefkle yap ki; senin iş seçiminde hiç suçu olmayan insanların yollarını değiştirmelerine sebep olmayasın.
Hepimiz ancak yaptığımız şeyiz, yapacağımızı söylediklerimiz değil.. Türkiye son 20 yıldır yapacağını söylediklerini yaptıkları eyleyen bir başkana sahip. Seçim arefesinde olduğumuz şu sayılı günlerde ister istemez hepimiz konuşmanın bir yerinde bunu konuşacağız.
" Aman bıktık seçim konuşanlardan” diyenler için söylemeliyiz ki; bîgam davrandığımız vatansa, haklarımız ise, şehitlerimiz ise, geleceğimiz ise; buna hakkımız yok .Celladına aşık olma serkeşliğimiz de yok…
Elinde bira- içki şişesi olan bir genç; neden bu hükümete oy vermeyeceğini açıklıyor:
- İçki çok pahalı, rahatça içemiyoruz, bu hükümetin gidişini içki ile kutlayacağız,
Gecenin ikisinde, barların sokağında bulunan genç bir hanım ; sarhoşların arasında çıkan kavgaya bakıp:
- Ben bu iktidarda güvende değilim, rahatça yolda yürüyemiyorum, diyor.
Ezberlenmiş cümlelerle sadece” istemezük " diye bağırmak, nedenini de bu kadar mitomanik sergilemek; konuşan gençlerin idealsizliği adına hüzünlendiriyor.
Herkesin her şeyi en rahat konuşabildiği, tüm yaşam biçimlerinin yaşanabildiği ve artık ne saymaya ne de hızına yetişebileceğimiz sayısız hizmetin ve gelişimin yaşandığı ülkemizde, halkına hizmeti aşkla yapan bir devlet başkanına” kendi kinimiz” adına nankörlük edersek ve bu ülkeyi bölmeyi, dışarıya el açmayı kafasına koymuş ,açık açık dile getiren bir muhalefeti desteklersek; babasının tabutu üzerindeki resmine sarılıp ağlayan,” babacığım” diyen çocuklara;
- Nişanlısına söz verdiği düğününe kefeniyle katılan yiğitlere;
-Türkiye'de bulduğumuz boraks madeniyle dev bir ülke olacağız, dediği hafta; Türkiye'ye geldikleri uçakta yere çakılıp öldürülen bilim insanlarımıza;
- Türkiye'nin ilerleyeceği her adımı attıklarında çeşitli yalanlar eşliğinde” intihar etmiş” süsü verilerek öldürülen bunca alime;
- Vatanı uğrunda her şeyi göze alan irfan yüklü insanlara hesap veremeyiz..
"Hükümetin yanlışı yok değil” diyebilirsin ,devlet başkanını sevmeyebilirsin ama senin çıkarlarını asla düşünmeyeceğinden emin olduğun Avrupa'nın, Amerika'nın, Ingiltere'nin, seni bir zamanlar parça parça edenlerin” tek düşman” ilan ettikleri birini desteklemek zorundasın.
Biliniz ki; Türkiye kanatlarını açmıştır ve kartallar kanat açtı mı tüm sürüngenler korkuya kapılır. Türkiye yüzyılının başladığına şahit olmak duasıyla….
