İRFÀN

Bir devlet adamı ile bir siyasetçi arasındaki fark; siyasetçinin gelecek seçimi, devlet adamının gelecek kuşağı düşünmesidir .”James Clark

Nerde görsen; o ayırt eden, ince bilgeliği hayran oluyorsun ,seviyorsun, işte benim kültürüm bu diyorsun, eline sarılıp yüreğindeki o arifàne bilmeyi öpmek istiyorsun .

Yüreğimizi kor eden acının içinden Afad çadır kente yerleştirilmiş bir amca çadırının önünde Kuran ı kerim okuyor. Bir müslüman her şeyini kaybetse bile onu ayakta tutacak tek güç, tek sığınak, tek kudret olanın kelamı kuran ayetleri dilinden dökülürken ferahlatıyor.Açmış cep telefonunu, internet denilen dipsiz kuyuyu en hayırlı şekilde kullanıyor . Soruyor gazeteci amcaya :

-Yeme- içmeniz nasıl ?Bir sıkıntı ,bir eksiğiniz var mı?

Allah bunları gönderen din kardeşlerimin, devletimin, hizmet edenlerin her iki cihanda gözünü nur etsin. Bizim evimizin bir kısım duvarları çöktü ,bir yıllık ayırdığımız buğdayımız, zahiremiz vardı.Onlardan pişiriyoruz, 12 kişilik yemek yapıyoruz ,yetmezse o zaman 1-2 kap burada pişen , dağıtılandan alabiliyoruz .Kardeşlerimizin gönderdiği bu nimetleri ihtiyaç fazlası alsak ;ha cebinden almışız, ha burada zayi etmişiz..

İrfan başka bir şey .Arefe ,bilmek, tanımak ,ayırt etmekten gelen. Eğitim sistemimizin tekrar tekrar güzelleştirilmesi lazım ki 2-3 fakülte bitiren ,doktora yapan çoğumuzun bu irfanı neden elde edemediği çözülsün.

Bir doktor arkadaş anlatmıştı .Göz kliniğinde gece acile gelen hastaların bazen gündüz kadar çok olduğunu .Hastaya; gece göz muayenesinin ne acili olduğunu sorduklarında ;”gündüz işlerim oluyor ,şimdi bakıverin” diyor.

Dünyanın içinden geçtiği pandemi döneminde ve akabinde yaşadığımız büyük afette canımız yanarken, arkamızı yaslayacağımız, hesap soracağımız ,”yetişin” diyeceğimiz güçlü bir devlet ve millet şuurumuz olduğu için şükrettik.

Pandemi dönemi Amerika'da covide yakalanan bir tanıdığımız; uzun süren hastane masraflarına bir fabrika parası ödemek zorunda kalarak çıkmıştı. Aynı dönemde yurdumuzda tüm covid hastalarının giderleri devlet tarafından karşılanıyordu.

Şimdi dünya üzerindeki en büyük şiddetde ve yüzölçümündeki bir büyük depremin ardından toprağa verdiğimiz canlara içimiz yanarken; arkada kalanların yaşayabilmesi ,tedavilerinin, eğitimlerinin ,işlerinin ,barınmalarının karşılanabilmesi için, yeniden hayatın devamı için devletin seri gücüne ihtiyacımız var.

Bireyler ,STK'lar, kurumlar hepsi bir şeyler yaptı, evet yardımlar aktı ama hepsi bir yere kadar. Tüm yardımların yerinde kullanımında ve devamında asıl olan devlettir. Afet yerlerinde tekrar evlerin yapımı ,yuvaların kurulması ,eğitim yerlerinin, hastanelerin, yolların yapımı ancak devletin gücünün altından kalkabileceği sorunlardır. Herkes yerine, yuvasına döner, devlet gücü bakidir. Viran olan yerleri ayağa kaldırır.

Bu milletin güzel insanı çok, ancak kendini düzeltirse, ailesini güzelleştirirse devletini güçlendireceğini bilen ve onu seven insanı çok, eli öpülesi irfan abideleri çok... Bir oyuncak alınca;” diğerini de başka çocuklara ver” diyen çocuklar bu milletin ve devletin gücünün bekası... Allah zeval vermesin..


Yazarın Diğer Yazıları