İNSANLIK!!!!!

"Sen yokken,  bir yerlere gittiğinde evimiz yine ev ama yuva değil, her şeyi düzenli ama tam değil”

   Bir annenin evlatlarından duyduğu en güzel cümle, anneliğe dair en güzel tanımlardan biri bu galiba.

   Anne yuva demek, noksan olan her şeyin tamama ermesi,  aidiyetin ete kemiğe bürünmesi demek.

   Babanın kapıdan girerken çocuklarına sorduğu soru:

- Anneniz nerede?

  Çocukların daha dış kapıdan girerken ortamı dolduran sesi:

- Anneeee!!!

   Karşılığı varsa;” buradayım””, efendim”, "ne oldu geldim” diyen bir ses, sesinizi cevaplarsa bilin ki dünyadaki milyonlarca insandan şanslısınız. Annenin sağ ve eviniz yuva..

    Ne kadar sıkıntılar olsa, fırtınalar kopsa sizin limanınız var.

   İnsan oluşurken 23 kromozom anneden, 23 kromozom babadan alıyor ama anne o kromozomları yaratanın verdiği bir sırla vücudunda kanı ile canı ile besleyip bir insan eyliyor. Göbek kordonu ile yapılan bu işlem dünyaya gelince ayrılıyor ama ruhta bağlantı devam… Annenin gözünde, gönlünde, avuç içlerinde hep evlat..

   Şimdi;  aylardır bizim seyrederken yorulduğumuz  siyonizmin uyguladığı Filistin deki soykırımın, katliamın paramparça ettiği evlatları- anneleri düşünüyoruz .

   Evladının parçalarını bir beze toplayan, poşete koyan, yanmış vücudunu bağrına basan anneleri..

- "ilaç istemem , annem gelsin” diyen küçücük yavruları..

   Bugünlerde yavrusundan hediye alan her annenin ya da annesine hediye veren her çocuğun kalbi ağrıyacak, ruhu üşüyecek..

    Bir de hiç ilgilenmeyenler olacak;” ya elimizden bir şey gelmiyor bari boykot ile insanlık adına bir çizgimiz olsun, zulme karşı duruşumuz olsun” dendiğinde; "banane, benim yaptığım ile mi düzelecek,  orası benim ülkem değil ki” diyenlerimiz.

   Aidiyet ; bir kimliğin olması, nasibin olması ,hissetmek -duymak- merhamet etmek demek .İnsan olmanın gereği, yemekten içmekten sonra en çok ihtiyaç olunan şey.

    Eğer insana dair bir kıvılcım taşırsak zulme uğrayan her yüreğin bir zerresi bize gelmeli, bizim olmalı ,bize dokunmalı ,aidiyet duymalı.

   Dünyada bu aidiyeti hisseden milyonlarca yüreğin yaptıkları başkaldırı sayesinde halklarını dinlemek zorunda kalan yöneticiler Birleşmiş Milletler Genel kurulu'nda filistin'in tam üyeliğini başvurusundan 13 yıl sonra yürürlüğe koydu.

    Haklı davalarında binlerce şehit vererek bir adım daha attılar.

     İnsanlığın zulüm altındaki her anne ve çocuğa ödenmemiş bir borcu var ; İNSANLIK!!!!!!


Yazarın Diğer Yazıları