İLAÇ

Birkaç gündür Twitter'da önüme düşen bir görüntü var.
   Yol kenarında su satan yaşlı bir amcanın yanında duran; markasını göremediğimiz ama yaşlı amcanın:
- Başbakan gibi arabam var, maşallah! demesinden iyi bir arabası  olduğunu anladığımız beyfendinin yaşlı amcanın tüm sularını alması.
    Yaşlı adam:
- Soba aldım oğlum 2.000 TL, bin lira verdim, bin  lirası kaldı diyor.
   Arabadaki beyefendi:
- Amca getir bütün suları, deyince amcanın öyle bir sevinci var ki; görülmeye değer. Suların hepsini alıp üzerine bir de 1.000 TL para veren beyefendi:
- Amca seni karşıma Allah çıkarttı, diye vermeyi güzelleştiren bir cümle kuruyor. Amca öyle bir çığlık atıp neşelendiriyor ki bu hayatın ancak birilerine faydanız dokunduğunda anlam kazandığını hissediyorsunuz.
    Belki; " bunu niye yayınlıyor, göstermeden yapsa daha iyi değil mi?” diyenler olacak ama ben artık kötülüklerin değil iyiliklerin dilden dile, gözden göze yayılması tarafındayım.
    Adam kendini ve kendisine ait bir belirti göstermediği için bu reklam değil, iyiliğin resmi..
    Derler ki; soğuk bir gündü. Thames Nehri kenarında ihtiyar, belli bükük bir kör adam soğuktan morarmış parmaklarıyla keman çalıyordu. Biraz öteden geçen düzgün giyimli 2 adam ihtiyarı incelemeye koyuldular.
    Adamlardan zayıfı , ihtiyarın paltosuna dokunarak:
- Kötü bir gün,  kimse para vermeye yanaşmıyor değil mi?Dedi. İhtiyar:
- Kötü bir gün sayılmaz evlat, fakat soğuktan kimse penceresini açmayı akıl etmiyor, diye cevap verdi.
   Adam heyecanlı bir sesle:
- Pencereler açılıncaya kadar çalmaya devam et, dedi.
   İhtiyar  tevekkül içinde ellerini yukarı kaldırdı ve:
- İmkan olsa Allah'a duyurmak isterim, dedi. Zayıf adam birden keman aldı ve:
- Ben çalsam ne dersin? Dedi. Belki ben pencereleri araştırabilirim. Sonra eldivenlerini çıkardı ve sokağa dönerek çalmaya başladı. 
  Yolcunun elinde bu alelade keman birden yepyeni bir ruha büründü; dilsiz, cansız notalar dile geldi. Sokağı lirik nameler doldurdu, o sırada bir pencere açıldı ve yukarıdan atılan bir paranın tıkırtısı duyuldu. Arkadan bir daha, bir daha, şahane müzik perde perde yayıldıkça sokak boyunca sıralanan evlerin pencereleri bir bir açılıyor ve paralar ardarda yağıyordu.
    Zayıf adam kemanı elinden bıraktı ve:
- Bereketli bir gün dedi. Sonra ihtiyara dönerek ilave etti:
- Artık eve gidebilirsin, ne istersen al, istediğin gibi de ye iç ..
   Şaşkın bir halde kalan ihtiyar ayrılmak üzere olan adamların arkasından sordu:
- İsminiz bayım, isminiz ?
  Öteki cevap verdi:
- Paganini…
   İhtiyar kör adamın karşısına çıkıp, yardımına koşan adam Paganini idi ve dünyanın en ünlü keman bir virtüözleri arasındaydı.
    İyilik öyle bir ilaçtır ki; yapılandan önce yapanı tedavi eder. Onu çoğaltıp yaymalıyız ki ruhumuzdaki mayayı bereketlendirsin….
 

Yazarın Diğer Yazıları