FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
"Artık sahne onların " dedi. Yaşanmış yıllardan demlenmiş, bir daha gelmeyecek olana dair duyulan derin bir hasretle.
Yüzünde çizgiler olan insanları severdi. Gözlerin kenarlarına yerleşen çizgiler; olaylara temkinli bir bakışın ya da şöyle bir göz aralığını kısarak ölçmenin, ölçerek tepki vermenin sonucudur ve dudak kenarlarına yerleşen kıvrımlar kalpte biriken hüznü giderme çabasının narin halleridir belki diye düşünürdü.
Tanırdı mahsun gözleri; söyledikleri ile söylemek istedikleri aynı olmayan cümleleri ele verirdi o gözler. O yüzden bankta yanına oturduğu teyzenin ağzından çıkan sözlere arkadaşlık eden derin iç çekişine karşılıksız kalmak istemedi.
- Hangi sahne teyzecim? Dedi.
Kadın parkta oynayan çocuklara ve onların peşinden koşturan anne - babalara kilitlediği gözlerini kaydırarak kendisine doğru döndü ve:
- Hayat kızım, hayatın sahnesi dedi. Tekrar parktaki çocuklara dönerek:
- Sahne aktif olanı ister, artık sahne onların..
Bazen tesellinin sözde aciz kalacağını bilirsin. Yara iltihaplıdır ve kabuğun kaldırılıp, içinin akması gerekir. Tedavi; hiç tanımasan bile, seni anlamak için yanına oturduğunu hissettiğin kişiye derdini açmaktır belki.
-Henüz hayat sizi sahneden almamış teyzem. Eminim ne güzel şeyler yapmışsınızdır ve daha yapacaksınızdır.
- Öğretmendim ben, ilkokul öğretmeni. Çocukları çok severim. Belki onlarca kez beş senesine rehberlik edip; onları hayata, sahnelerine hazırlamaya çalıştım sonra tekrar birinci sınıftan bir kez daha, bir kez daha derken baktım ki geçip gitmiş zaman. Şimdi birkaç tanesi arada bir öğretmenler gününde arayıp mesaj atıyorlar o kadar. Bense artık sadece seyirciyim; gelip bu banka oturup seyrediyorum.
- İnsanın içinde bir çocuk olurmuş öğretmenim; kaç yaşına girerse girsin eğer o çocuk canlı tutulursa sahnede sergileyeceğiz bir rol bulunurmuş. Tabii ki bazen seyirci de olacağız. Her güzelliğin bir seyredeni varsa kıymeti belirir ama daima seyirci kalmakta ısrar eder ya da bunu tercih edersek; daha pek çok oyununu sergilemek isteyen içimizdeki çocuğa haksızlık etmiş olmaz mıyız ?
Öğretmenim diyorum size; öğrenmeyi en çok siz bilirsiniz. Madem oyalanacak bir evlat, torun da yok daha çok öğrenirsiniz. Mesela bir enstrüman kursuna yazılıp ya da çok istediğiniz bir hobiyi öğrenebilirsiniz .
Sevdiğim bir doktor hanım var; torununa öğrendiği hayat derslerini küçük notlarla kitaplaştıyor . Sizin gibi bir öğretmen de her öğrencisine yapamasa bile görüştüğü öğrencilerine böyle notlardan oluşan küçük yazılar gönderebilir. Yürüdüğü yolu sonraki oyunculara hediye etmiş olur.
Hayat arkadaşınızı kaybetmişsiniz. Yılları beraber karşıladığın, elini tuttuğun insanı kaybetmek ; yüreğinizin bir kısmını onunla birlikte göndermek gibi. Anlıyorum ama siz de Allah'ın katında benzerini yaratmadığı biricik kulusunuz. Size ayrı kalp verdi, beraber kullanmıyorsunuz ki; eşinizi kaybedince artık kalbinizin atışını yok sayasınız. Eliniz ,ayağınız ,gözünüz size özel. Yaşlanınca belki biraz hızımızı düşünürüz ama organlarımızın hepsi işlemeye devam eder. Onların hepsinin hakkını ve şükrünü eda etmeliyiz. Sahnenin bazen üstünde ya da bazen seyirci olarak yanında ama bize düşen; kalp attığı müddetçe faydalı olmak, hakkını vermek. Kendimize, insanlara hatta tüm mahlukata. Hem ne diyorlar; siz daha iyi bilirsiniz. İnsan karar verdiği zaman ihtiyarlar. Seçiminiz bu olmasın lütfen.
Onun çenesi açılmıştı; öğretmen hanımın ise dinlemeyi sevdiği belliydi. Pek çok konuyu , hatırayı konuştular ,hatta kararlar aldılar. Öğretmen hanım:
- Bir kursa başlayacağım ,dedi. Gözlerinin içindeki müstear şarkı acemaşiran bir besteye çevrilmişti.
Yaş alırken kendimizi artık etrafımıza eziyet veriyormuşuz, işe yaramıyormuşuz gibi görmemek için; hayatımızın anlamlı olduğunu bilmeliyiz. Her günümüz bir daha dönemeyeceğimiz bir altın rezervidir, iyi kullanmalıyız.
Yaşlılarımız bir ümmetin nimetleridir. Yaradan'ın habibi peygamber efendimiz( sallallahu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
- içinizdeki yaşlılar olmasaydı!!!
FIRSAT
AK EYLESİN
HANGİ TUŞ
RUHUN IŞIĞI
TARAF
FARKLI OL
DOLANDIRICI
HAİN
TELBİS
İNSAN KALALIM!