FEDAKÂR, DAVA ADAMI EĞİTİMCİLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM
İnce Minaremizi İsteriz
İNSANIN KÖLELEŞTİRİLMESİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ
FIRSAT
KURTULUŞ İSLAM’DADIR…
“KEŞKE” DEMEMEK İÇİN
Üzerimize boca edilen kötü haberler
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
2025 yılında döviz kurlarında dalgalanmalar(volatilite) yaşanır mı?
Ebu’l-Ala el-Ma’arri’nin Risaletu’l-gufran Adlı Eseri
Beyşehir Gölü’nde Suyun ve Emeğin İzinde
ABD’nin Ortadoğu Haritası
Hak Yok Vazife Var; Fert Yok Cemiyet Var
Alfa Romeo Junior
Organize İşler
Konyaspor Sezonun En İyi Oyununu Oynadı
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Ünlü sosyolog yazar Max Weber, bir gün aynı binada yaşadığı ressam Abe Walkowitz' e rastlar. O sıralarda 73 yaşında olan ressama:
-Gözünden ameliyat olduğunu işittim. Resim yapman için, bundan sonra gözlerin yeterli olacak mı? Diye sorar. Ünlü ressam:
-sanırım yeterli olacak. Ama göremediğim zamanda, resim eleştirmenliği yapacağım. Yani işsiz kalmam söz konusu değil. "der.
Eleştirmek kolay, yapmak zordur. O yüzden birincisine binlerce kez talipken; ikincisine pek rağbet etmeyiz. Hani hep gençleri eleştirip duruyoruz ya; "nereye gidiyorlar? Ruhları ölü, tembel bir gençlik geliyor” diye... Tamamen yanlış… Çünkü bir bahçede diken varsa, gül de var demektir.
Bugün yolum öğle ezanları okunurken; üniversitenin kampüsüne düştü. Hiç kısmet olmamıştı bu cami. Hemen namazın edasına içeri girdim. Gördüğüm manzara müthişti. Oldukça büyük olan caminin, bayanlar bölümünün içi gençlerle dopdolu idi. Sanırsın bir Cuma ya da bayram kalabalığı ve hanımlar özellikle davet edilmiş. Kametin getirilmesi ile birlikte tüm gençler aralarından su sızmayacak şekilde yanyana saf oldular. İşte özlenen manzara: vakit namazı ve gençlik Allah'ın kulluk yoklamasında ezel ve ebed çizgisi gibi muhteşem bir duruşta… Bu toplulukta el bağlayıp divan durmak daha bir lezzetlendi.
‘'Gençleri çok sevin, buyuran peygamberimin (s.a.v) ümmeti olarak onları çok severim. Ama benim için gençlik; hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, ümitsizlikleri derecesinde yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerini kaybetmiş olmaları, yararlı olmaktan vazgeçmeleri; güzellikleri görmekten uzaklaşmalarıdır. Nobel ödüllü Doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu. Galileo, Ay'ın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşında. Charlie Chaplin 76 yaşında iken; hala film yönetmenliği yapıyordu. Mimar Sinan; Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70, Selimiye'yi tamamladığında 86 olmuştu. Sahabeler; dünyaya iyilik aşısına çıktığında, 60-70-80 yaşlarında gençlerdi.
İşini severek yapan, insanları önemseyip, faydalı olan her insan yüzü buruşsa da genç…
Seviyorum onları… Hastası yolu bilemedi diye yerinden kalkıp ‘'şu koridoru geçip şu odaya gireceksin. Ben takip ediyorum hadi'' diye yol gösteren hatta hemen akabindeki hastası için de hakiki bir endişe duyarak ‘'Dur; bir de beraber gidip şu bölümdeki uzman arkadaştan fikir alalım'' diyen doktoru; ayakkabısını boyadığı her müşteriye bir de koku ikram eden ve kocaman gülümseyen amcayı, lokantasına yemeğe gelen her müşteriyi evinde ağarlarmış gibi titizlik gösterip; mutlu etmeye çalışan teyzeyi seviyorum.
Bu yazı; umudun içini dolduran her insana; genç kalmanın sırrını keşfeden her yüreğe gelsin…
FIRSAT
AK EYLESİN
HANGİ TUŞ
RUHUN IŞIĞI
TARAF
FARKLI OL
DOLANDIRICI
HAİN
TELBİS
İNSAN KALALIM!